16 entry daha
  • istanbul saklambacı olarak oynardık.
    çocukken uzun bir sokaktaydı evimiz. çok severdim bu oyunu.
    oynanışı :
    - sıra ile top sektirilir.
    - en az sektiren ebe olur, en çok sektiren de topa vuracak kişi olur.
    - topu sokağın ortasında bir yere koyar etrafını beyaz taş ile falan çizerdik. şuttan sonra ebe topu gittiği yerden alacak, geri geri gelecek ve o dairenin içine koyacaktır. diğerleri de bu arada saklanır. -bu arada ebe geri geri gelirken araba çarpmasın diye onu gözleriz.-
    - gerisi bildiğin saklambaç gibi ebe birisini görürse gelir topun üstüne onu sobeler. ufak fark ise şu;
    ebe saklananları ararken topun başında olmadığı bir anda henüz sobelenmemiş birisi koşup topu şut ile taa uzaklara gönderebilir. ancak ebe saklananları ararken bir yandan da sürekli topu gözetlediği için topa vurmak isteyen kişi koşuya başladığında ebe büyük ihtimal onu görür ve o da koşucuyu sobelemek için topa doğru koşmaya başlar. heyecan burada tavan yapar, zaten sırf bu an için topa vurabilecek kadar yakına saklanmak ister insan ve yakalanma riski artar.
    koşucu, ebeden önce topa vurursa ortalık şenlik yeri olur o esnada. sobelenmişler gol atan santraforu tebrik eder gibi topa vuranın etrafında toplanır. ebe de canı sıkkın şekilde koşa koşa topu almaya gider.
    - oyun başa döner, sobelenenler yeniden saklanır, ebe topu almaya gider ve geri geri gelmeye başlar.

    şimdi düşündüm de ayağımız iyi ki çap değilmiş, sokağın kenarında arabalar dizili olurdu da onlara çarpmayacak şekilde iyi gönderirmişiz topu.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap