6 entry daha
  • liseye başladığımızda, hazırlık sınıfında sınıfın taa öbür ucunda oturan, ingilizcecinin gösterdiği bir kukladan bahsederek "i don't like things like that" diyerek kimsenin cevap vermediği sınıfta "ingilizce biliyorum" havası atmaya çalışan (ya da benim öyle düşündüğüm) ve anında gıcık olduğum kişi.

    kukla canım işte, kadıncağız ilginçlik olsun diye getirmiş, niye bozuyosun kadını di mi?

    sonra hazırlık atlama sınavında yanımda buldum kendisini, gıcık olmaya gerek yokmuş, gayet kafa, eğlenceli bi herifmiş.

    hazırlık atladıktan sonra bir baktım ki yanımda oturuyo. 3 sene boyunca baktıkça baktım. hiç kalkmadı oradan.

    okulun 2. saatinde gıcık olduğum insan en iyi arkadaşım olmuş meğerse. farketmiyo insan böyle şeyleri, alışıyosunuz, hayatınıza dahil ediyosunuz.

    10 sene geçiyo ilk gıcık olduğunuz andan beri. o 10 sene içinde daha bile gıcık olduğunuz anlar oluyo, ama hiç birisinin önemi yok. bütün gıcıklıklara rağmen hala görüşüyor, hala konuşuyor, hatta git gide zevklerin benzeşmeye başlaması sonucu gün geçtikçe daha yakın oluyorsunuz.

    boşuna "en iyi arkadaş" değil.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap