5 entry daha
  • reşad ekrem koçu osmanlı tarihini hemen herkese sevdirmeyi amaç edinen bir yazarımız. bunu yaparken de akademik bir dilden ziyade biraz süslü saray dilini ve günlük dili; akademik bir anlatımdan ziyade de romansı bir anlatımı tercih ediyor. tüm eserlerinde neredeyse bu durum söz konusu.

    forsa halil'de de benzer bir durum var. 16. yüzyıl sonu istanbul'unda geçen roman varlıklı insanların esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmalarıyla başlıyor. ilerleyen süreçte bu ölümler belirli bir yerde ve belirli bir şebekede birleşiyor. yazarımız bu süreçte yaşananları müthiş anlatımıyla zenginleştiriyor ve sizi o dönemin istanbul'una götürüyor. kendinizi kah galata'da, kah karaköy'de, kah eyüp'te kah yenikapı'da görüyorsunuz. görmüyor adeta yaşıyorsunuz. lisede gördüğümüz tarihi kavramların ( menzil teşkilatı, yeniçeri ağası, kadı, devşirme vs.) o dönemde nasıl kullanıldığını, ne işe yaradığını bir kez daha öğreniyorsunuz ve hayıflanıyorsunuz niye bu şekilde bize anlatılmadı diye. eyüp'ten süleymaniye'deki ağa kapısı'na edirnekapı üzerinden gidiyorsunuz, aksaray'dan beyazıt'a, samatya'dan kumkapı'ya, fındıklı'dan ortaköy'e yolculuklar gerçekleştiriyorsunuz. ve tüm bunları şairane bir anlatımla ve adeta geçmişe bir özlem duyarcasına gerçekleştiriyorsunuz.

    kısacası reşad ekrem koçu ile tarihi sevebilirsiniz.

    iyi ki reşad ekrem koçu romanları var!

    dipnot: 29 ekim'e kadar salt galata'da reşad ekrem koçu ve istanbul ansiklopedisi sergisi var. ilgilenenlere duyurulur.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap