33 entry daha
  • bahreyn, arap ülkelerinin diğer yüzüdür.

    neden diğer yüzü olduğunu anlatalım.

    bahreyn'in milli havayolu olan gulf air'e bindiğinizde, bahreyn'i anlamaya başlarsınız.
    hostesler arap değildir. ya uzakdoğudan bir ülkedendir, ya afrikadan bir yerlerden.
    şaşırırsınız. şeriat vardır, kadınlar ondan çalışamıyor herhalde diye düşünür, önemsemezsiniz.
    sonra yemek dağıtılır, o da ne?
    yemekler, thy'nın dağıttığı yemekten daha lezzetlidir.
    oh ne güzel, ben ağzımın tadına bakarım arkadaş dersiniz, umursamazsınız.
    sonra, uçakta dağıtılan o cafcaflı dergileri alıp okumaya başlarsınız.
    lüks butiklerin, otellerin reklamlarını görmezden gelirsiniz.
    ne de olsa, uçaklarda dağıtılan tüm dergilerde böyle reklamlar vardır.

    uçuş bitince, havaalanında vizenizi almak için pasaport kontrol noktasına gittiğinizde bir şok daha yaşarsınız.
    15 günlük vizeniz için 100 dolar uzatırsınız, para üstü olarak 30 dinar alırsınız.
    ulan bu yanlışlık var herhalde, adama 100 dolar verdim, adam 3 kuruş tutuşturdu elime dersiniz.
    yanlışlık yoktur, adamların parası, dolardan yaklaşık olarak 2,5 kat değerlidir.
    adamların parası, bir başka deyişle, eurodan, sterlinden değerlidir.

    havaalanından şehre doğru gitmeye başladığınızda, sağa sola bakmaya başlarsınız; gökdelenler, iş merkezleri, inşaat halinde birsürü yeni bina görürsünüz.
    evet, aynen dubai de olduğu gibi, çölü bir iş ve turizm merkezi haline getirmeye çalıştıklarını anlarsınız.
    yollar sanki yeni yapılmış gibidir, ne bir çukur, ne silinmiş şeritler, herşey mükemmele yakındır.
    bu arada yanınızdan, son model ciplerin, spor arabaların geçtiğini farkedersiniz.
    gecenin karanlığında, şehir size boş ama, güzel görünür.

    otelinize yerleşirsiniz, ancak bir gariplik vardır.
    resepsiyonda, hintli bir görevli karşılamıştır sizi, odanıza valizlerinizi uzakdoğulu biri çıkartmıştır.
    "yanlış ülkede miyim, ortalıkta hiç arap yok" diye içinizden geçirirsiniz.
    yorgunluktan bunu da umursamaz, odanızda dinlenmeye çekilirsiniz.

    ertesi gün, içinizi ısıtan bir güneşle güne başlarsınız, iyi ki yazın gelmemişim, durulmaz herhalde dersiniz.
    "memleket ya, valla daha güzeli yok, havasına, suyuna kurban olayim" şelinde, tuhaf bir ruh haline bürünürsünüz.
    ardından, geçen günlerde şehri keşfetmeye, insanları tanımaya, ülkeyi anlamaya başlarsınız.

    bahreyn, adalar üstüne kuruludur, ancak adalar birbirine köprülerle bağlıdır.
    köprü dediysem, boğaziçi köprüsü gibi değil, galata köprüsü gibi köprülerle.
    yani, bir adadan diğerine geçtiğinizi fark edemeyebilirsiniz.

    insanlar, bu adalardaki büyük, duvarlarla çevrili evlerinde otururlar genellikle.
    bahreyn'in başkenti manama'da bizim bildiğimiz tarzda apartmanlar olsa bile, apartman dairelerinde bile en azından 4 yatak odası vardır.

    araplarda, aile yaşantısı nerdeyse kutsaldır.
    onların evlerini göremezsiniz, duvarlarla çevrili evlerin içine bakamazsınız.
    adamlar böyle yaşamayı tercih ediyorlar.

    araplar, denizle barışık bir millet değildir.
    deniz kenarında bir evim olsun, şöyle yemeğimi deniz kenarında yiyeyim gibi istekleri yoktur.
    adalar üzerine kurulu bahreyn'de de deniz kenarında bir restoran ya da bir ev görmeniz çok zordur.
    neden deniz kenarında evler yok diye sorarsanız, deniz kenarındaki arazilerin tamamına yakınının krala ait olduğunu söylerler.
    kral diye bir şey var şu hayatta. bazıları kral olarak doğuyor, kral olarak yaşıyor. neyse dağıtmayalım.
    evet, bahreyn bir krallık, şehrin muhtelif yerlerinde kralın ve oğullarının fotolarını görebilirsiniz.
    paralarının üzerinde de, kralları vardır.

    ülkeyi anlatmaya devam edelim.
    evler dediğimiz gibi, şehir merkezine uzak yerlerde, işyerleri büyük gökdelenlerin ya da son zamanlarda yapılmış modern binaların içinde.
    geriye kalan her yerde, bir alışveriş merkezi görmek mümkün.
    alışveriş merkezi dediysem, örneğin yeni açılmış olan city centre mall, istinye park büyüklüğünde bir yerdir.
    bu bağlamda, biraz zorlasan, ülkede yaşayan herkesi city centre alışveriş merkezine sığdırabilirmişsin gibi gelir insana.

    ama tek alışveriş merkezi bu değildir, şehrin farklı yerlerinde, birçok alışveriş merkezi (seef mall, dana mall, city centre mall, moda mall gibi) vardır.
    bu alışveriş merkezlerinde, lüks ürünler satan dükkanlar görmek mümkündür.
    örneğin, sadece (bkz: mont blanc) ürünleri satan, sadece (bkz: swarovski) ürünleri satan mağazalar görmek şaşırtıcı gelebilir.
    ama ne yazık ki, bu adamların bu ürünleri alabilecek kadar çok paraları vardır.
    seef mall içindeki sinemada 22 salon olduğunu söylersem, sanırım bu adamlar hakkında daha iyi bir fikre sahip olabilirsiniz.

    şehirdeki arabalardan da bahsetmek gerek, sanırım cipi olmayana burada acıyarak bakıyorlar.
    cip dediysem, ufak tefek çelimsiz cipler gelmesin aklınıza. 7 kişilik, dev ciplerden bahsediyorum.
    ya da, fanteziye kaçan renklerde cipler de görebilirsiniz.
    örneğin, çingene pembesi bir range rover, altın sarısı bir chayenne görebilirsiniz.
    spor arabalar, porsche filan burada nerdeyse şahin kıvamındadır.
    yeri gelmişken benzinden bahsedelim.
    bir depo (40 litre) benzin için 5 dinar ödemeniz gerekiyor. o da yaklaşık, 23-24 tl ediyor.
    haliyle, "araba benzini su gibi içiyor" deyimi bu adamlara birşey ifade etmiyor.

    gelelim, arapların kendilerine.
    beyaz, siyah, gri ya da kahverengi renklerde tek parça, basmadan bir kıyafet giyiyorlar. (bunun adını bilen varsa bir söylesin lütfen)
    kafalarına da, bir bez örtüp, simitçilerin kafasına koydukları çemberlerden iki tanesiyle, bunları sabitliyorlar.
    bu kıyafetin, çok ucuz olanları olduğu gibi, lüks olanlarını da görmek mümkün. hatta, bu kıyafeti kol düğmeyleriyle şık hale getirenler bile var.

    kadınların büyük kısmı, baştan aşağı siyah çarşaf içinde ve sadece gözlerini açık bırakacak şekilde peçe takıyorlar.
    bu kadınları yemek yerken görseniz, sanırım şeriatla ilgili düşünceleriniz hemen netleşir.
    kadınlar, bir elleriyle peçelerini hafifçe kaldırıyorlar, diğer elleriyle yemeklerini yemeye çalışıyorlar.
    bunun haricinde, normal giyinen, saçları açık kadınlar da var, ancak sayıca diğerleriyle kıyaslanamaz.
    garip olan, alışveriş merkezlerinde, son derece lüks ve modern kıyafetlerin satılması ama kadınların sürekli çarşafla dolaşmalarıdır.
    yani, o kadar para verip, süper tek parça bir elbise alacaksın ama sonra üstüne çarşaf giyeceksin.
    enteresan tabii.

    şehirde, iki farklı tip daha görmek mümkün.
    bu tiplerden biri (bkz: expat)lar. yabancı şirketlere çalışan, bok gibi para kazanan, hiçbirşeyi umursamıyormuş gibi görününen ingilizler ve türevleri bu kategoridedir. diğer tip ise, hintli ve uzakdoğululardır. bunlar, hizmet sektöründe çalışırlar. otellerin resepsiyonunda, güvenlik görevlisi olarak, restoranlarda aşçı olarak, garson olarak, benzin pompacısı olarak, kurye olarak, işte aklına ne kadar yapması zahmetli iş geliyorsa, o işte çalışanlar olarak bu adamları görebilirsiniz. araplar, biraz zorluk gerektiren tüm işlerde, milletlerine ya da dinlerine bakmadan bu adamları çalıştırmaktadır. kendilerinin keyif çatmak gibi, zevk sürmek gibi daha önemli işleri olduğundan böyledir büyük olasılıkla.

    uzakdoğulu kadınlar da mevcuttur şehirde ve bunlar, gece hayatının temel taşını oluştururlar.
    haftasonunda bahreyn'e arabistandan, kuveytten ve civardaki diğer ülkelerden, bir sürü adam gelir.
    bu adamlar, gece klüplerine takılırlar, içerler, uzakdoğulu fahişelerle takılırlar ve haftasonu bitince ülkelerine dönerler.
    yaa, sonra şeriat gelsin diyorsun arkadaşım. gelsin tabii de, zengine şeriat da yok ki bu dünyada.

    petrol, bankacılık, turizm sektörleri, ülkeyi ayakta tutmaktadır.
    herkes, halinden memnundur.
    herkesin keyfi yerindedir.

    zenginlik, bir ülkeyi daha, mutlu ve huzurlu kılmıştır.
    ülkenin genelinde, neredeyse hiç polis yoktur.
    herkes, kendi keyfine ve kafasına uyan bir mekan bulmayı becermektedir bahreyn'de.

    sonuç olarak, bahreyn, arap ülkelerinin diğer yüzüdür.
    içki içmenin ve fuhuş yapmanın serbest olduğu, alışverişin, lüksün çılgınlık seviyesinde dolaştığı bu ülke, bir nevi şeriatla yönetilen ülkelerin sigortasıdır.

    sen de araplar camiden çıkmıyorlar, hergün ibadetteler diyorsundur.
    gelip bahreyn'i görmeni isterim eğer böyle düşünüyorsan.

    gelelim, gidilecek, görülecek yerlere.

    öncelikle;
    www.timeoutbahrain.com
    www.clickbahrain.com
    www.nightlifeinbahrain.com
    adreslerine göze atabilirsin.

    bunun haricinde, ritz carlton (trader vics) kesinlikle gidilmesi gereken bir lokasyondur.
    roma adında bir lounge bar var, bulabilirsen orada da iyi vakit geçirebilirsin.
    exhibition road, şehrin gece hayatının olduğu yerdir.
    exhibition road üzerinde, club f1, tabu gibi club'ları ve hardrock cafe gibi barları bulabilirsin.
    jj isminde bir irish pub ve hemen yanında eski adıyla bj, şimdilerde maxxim olarak bilinen gece klüplerine de bakabilirsin.
    jj, expatların takıldığı mekandır ve zannımca, türkler için fazla irish kalmaktadır.
    yine jj'in hemen yanında, rock'n'z isimli bir klup daha var. adından da anlaşılabileceği gibi rock müzik çalınıyor.
    warbler, sports bar olarak geçiyor ve maçları izleyebileceğin, birşeyler yiyip içebileceğin bir alternatif olarak bakabilirsin.
    tabasco charlie ve hunter’s lodge, gitmemen gereken yerler arasındadır.
    bunun haricinde, restoran olarak, otellerin içinde bulunan, la ventana, krumz, le jardin, mezzaluna, cocoon, riffa golf club, sato, zahlawiya, golestan, monsoon, conservatory cafe, lanterns gibi mekanları ya da alışveriş merkezlerinin içindeki chili's ya da köşebaşı gibi mekanları deneyebilirsin.
    bar seçenekleri olarak da, hit fiddler’s green, wrangler, sherlock holmes, typhoon ya da coral beach club'ı deneyebilirsin.

    son olarak, bahreyn'de f1 yarışlarının yapıldığı yere mutlaka gitmelisin.
    tree of life olarak bilinen yeri, tek başına bulabilen olmadığını söylediler, lokal birileriyle gitmeyi tercih edebilirsin.
    bunun haricinde souq olarak geçen ve bizdeki eski çarşılara benzeyen yeri de gezebilirsin.
    daha da vaktin varsa, adalara gidebilirsin.

    bahreyn'den aktaracaklarım şimdilik bu kadar.
    sonuç olarak bahreyn, dubai kadar olmasa da, körfez civarında, vakit geçirilebilecek bir lokasyondur.

    şimdiden iyi eğlenceler.
141 entry daha
hesabın var mı? giriş yap