3 entry daha
  • a) hukuk mahkemeleri açısından

    bekletici sorun, hmk’nın 165’inci maddesinin gerekçesinde; “bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca çözümlenmesine kadar beklenilmesi gereken sorunlara, bekletici sorun denir. “ şeklinde tanımlanmıştır.

    yargıtay da bir kararında; “…bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise; mahkeme, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir. görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasının başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için, iki dava arasında bağlantı bulunması, diğer bir ifade ile biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması gerekir.” diyerek hangi şartlar altında bekletici sorun yoluna başvurulması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

    böyle bir bağlantının bulunması halinde hukuk hâkimi, ceza mahkemesinde görülmekte olan ceza davasını bekletici sorun olarak kabul ederek bunu ara kararında belirttikten sonra ceza mahkemesinin kararı kesinleşene kadar hukuk mahkemesinde görülmekte olan davayı erteleyecektir. hukuk mahkemesinin vermiş olduğu “bekletici sorun kararı” bir ara karar olup hukuk mahkemesi her zaman bu kararından dönebilir.

    bir hukuk hâkiminin, kendi yürüttüğü dava açısından, bir başka ceza davasının sonucunu bekletici mesele yapması durumunda, aynı ya da benzer bir olayla ilgili olarak farklı mahkemelerin çelişkili kararlar vermesinin önüne geçilmiş olacaktır. yine, hukuk hâkiminin, bekletici mesele yapma kararı vermesi ile birlikte, artık aynı anda iki ayrı davanın yürümesinin de önüne geçilmiş olacağından, emek, zaman ve gider bakımından da tasarruf yapılmış olacaktır.

    b) ceza mahkemeleri açısından

    5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu’nun “ceza mahkemelerinin ek yetkisi” kenar başlıklı 218’inci maddesi uyarınca, “atılı suçun ispatı, ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise; ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak da bu kanun hükümlerine göre karar verebilir. ancak, bu sorunla ilgili olarak görevli mahkemede dava açılması veya açılmış davanın sonuçlanması ile ilgili olarak bekletici sorun kararı da verebilir. öte yandan, kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verecektir.”

    maddedeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere ceza yargılamasında bekletici sorun nedeniyle yargılamanın durdurulması, ancak yargılamanın birleştirilmesinin veya nispi muhakemenin kabul edilmediği hallerde söz konusu olabilir. hukuk yargılamasında olduğu gibi ceza yargılamasında da “bekletici sorun” yoluna gitmek kural olarak, fayda düşüncesine dayanmakta olup bu konuda yetki hakimdedir. dolayısıyla, ceza mahkemesi, somut olayın koşullarını değerlendirerek bekletici sorun saymada fayda bulunup bulunmadığını konusunda bir karara ulaşacaktır.

    belli durumlarda bekletici sorun yoluna başvurmanın olumlu yönü; uyuşmazlık uzman mahkeme tarafından çözüleceği için hükmün daha sağlıklı olmasıdır. olumsuz yönü ise, yargılamada zaman kaybına sebep olması gösterilebilir. bu olumsuzluk, madde gerekçesinde de “…mahkemenin ceza davasını beklemeye alması, ancak çok zorunlu ve uzmanlığa ilişkin bir husus söz konusu olduğunda karar verilebilecek bir hal sayılmalıdır. aksi takdirde davanın makul sürede bitirilmesi ilkesi ihlal edilmiş olur…” şeklinde ifade edilmiştir.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap