78 entry daha
  • 1975 yapımı bu film; yüreklerimizin kahramanı, insanı gülerken ağlatan ağlarken gülümsetebilen bir değer olan (bkz: kemal sunal), kalbimizi her daim yumuşacık yapan, neşe dolu annemiz (bkz: adile naşit), (bkz: meral zeren), (bkz: ayşen gruda) daha nice nice oyuncuların enerjisiyle hayat buluyor. bazı filmler toplumsal mesajlar dışında karakterlerin bize hissettirdikleriyle daha da anlamlı. bu filmi toroslara bakarken oturup yeniden izledim.
    gülümsedim...

    hanzo, toroslar'da ayılar tarafından kaçırılıp büyütülen bir insan. o tatlı profesörün her defasında davranışları hayvan gibi de olsa "o yine de bir insandır" deyişi içimi sıcacık yaptı. sahi bu dünyadaki herkes bilindik insan kalıplarında mı olmak zorundaydı? her şeyi ve herkesi kendimize benzetmek zorunda mıydık sahiden?...

    ya da komik diyalogları ayıptır çoluk çocuk izliyor diye kesmek mi zorundaydık 2024 senesinde bile?
    - hanzo, doktor hülya'nın (bkz: meral zeren) burnunu yanağını tutup bu ne bu ne dediğinde burun yanak demesini normal bulup, memesini tuttuğunda "memme" deyişi çok ayıptı da bunca kötülük etrafımızda kol gezerken hiç mi insanlığımızdan utanmıyorduk mesela, 2024 senesinde bile?

    bu film, toplumun farklı olanları rehabilite adı altında sıradanlaştırıp, kendimize benzetmeye çalışmamıza ve farklı olanı kabul edemeyişimize de hem komik hem hüzünle mercek tutuyor aslında. kemal sunal'ın içinde yer aldığı bütün filmlerdeki gibi kimlik, toplum baskısı, iktidar iki yüzlülüğü, iyilik kötülük problemleri bir filmle içimize işliyor. kemal sunal bunu üstüne üstlük gülümseterek yapıyor.

    toplum içinde yaşarken toplumun içerdiği tüm dinamiklere uyum sağlarız. kim olduğumuz, ne olduğumuz, nasıl bir gelecek içinde olabildiğimiz tamamen bu dinamiklere bağlıdır. davranış kalıplarımız, duygularımızı ifade etme şeklimiz bizi ya toplumun içine alır ya da çemberin dışına atar. işte hanzo aslında toplumdaki ötekini imgeler. (bkz: zeki ökten) yönetmenliğindeki bu film, "ötekinin" topluma uyum sağlamaktan başka hiçbir şansı olmadığını anlatır.

    "profesör: şimdiye kadar hiç insanca davranışta bulundu mu?
    asistan : hayır
    profesör: olabilir ama o yine de bir insan.
    profesör: korkunca ne yapıyor?
    asistan: korkuyor
    profesör: insan gibi mi?
    asistan: hayır hayvan gibi.
    profesör: olabilir ama o yine de bir insan."

    hanzo, ötekinin toplum tarafından rehabilite edilemeyişinin arada kalmışlığıdır. her canlının kendi yaşam dünyası, kendi gerçekliği ve dinamikleri vardır ama toplum sadece kendine benzeyene saygı duyar. benzemeyeni de kendine benzetir...

    hanzo, güldüren bir komedi filmidir ama bolca da düşündürür.

    kemal sunal, adile naşit, mümtaz ener, ayşen gruda ve nicesinin anısına saygıyla...
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap