6 entry daha
  • evrendeki kötülüğü üç farklı türde kategorize edebiliriz. ahlaki (moral) kötülük, natürel kötülük ve metafizik kötülük. (bunu leibniz ortaya atmış, tüm filozoflar bunu dahil etmez)

    ahlaki kötülüğe örnek olarak çocuk tecavüzlerini örnek verebiliriz.

    natürel kötülüğe örnek olarak sellerin, depremlerin neden olduğu ıstırapları gösterebiliriz.

    metafizik kötülük ise leibniz’e göre insanın yetkin olmayışı, eksik bir varlık oluşudur. (örneğin ölümlü, sonlu oluşu vs.)

    olayın teodise kısmına geçersek şunlar söylenebilir;

    insan özgür iradeye sahip bir varlıktır bu yüzden de ahlaki kötülükler tanrı’nın insana bahşettiği özgürlüğü kötüye kullanmakla ilintilidir. denebilir ki tanrı (en azından dinlerin tanrısı) insanlara yol gösterici kılavuzlar, elçiler, kutsal kitaplar göndermiş, bu tarz eylemlerde bulunanları tehdit etmiş vs. benim görüşüm de bu tarz kötülüklerin teist bir tanrı tasavvurundan ziyade deist bir tanrının problemi olduğundan yana çünkü deistik tanrı bir kılavuz da göndermez, yarattıklarını müdahalede de bulunmaz, yaratır ve başı boş bırakır.

    natürel kötülüğe gelince sellerin, depremlerin yahut afetlerin kendisinden ziyade neden olduğu ıstırap kötü olandır. doğa olayları çoğu zaman iyi bir amaca hizmet eder mesela seller vadileri oluşturur vs. bu kötülük tipinde de yine sorumlu olan tanrı’dan ziyade insanın kendisidir. evini deprem bölgesine yapmazsan, malzemeden çalmazsan, akıllı ve dürüst davranırsan ıstırabı da büyük ölçüde engellemiş olursun.

    bu konuda ileri sürülen ve tanrı’nın suçlandığı en tipik örnek afrika’daki açlar sorunsalıdır.

    afrika’daki açlar tanrı’nın bir kötülüğünün sonucu mudur, insanın mı bunu iyi düşünmek gerek.

    bence gıda rezervleri tüm dünyaya yetebilecek kadarsa bu sorun tanrı’nın kötü olmasıyla ilintili olamaz. bu konu hakkında yapılan pek çok çalışma gıda kaynaklarının fazla fazla tüketildiğinde bile tüm dünyadaki insanları doyurmaya rahat rahat yettiğini göstermekte. bu durumda, dünyada aç insanlar bulunması insanın tercihlerinin, bencilliğinin bir sonucudur, tanrı’nın bu durumla ilişkisi yoktur denebilir.

    sonuç olarak olay dönüp dolaşıp özgür irade konusuna gelir. insanların kötüye kullanmasına rağmen niçin özgür irade var? niçin insanlara özgür irade verilmiş tanrı tarafından? buna değer miydi?

    bu sorunun cevabı da ancak yine kutsal kitaplar aracılığıyla çözümlenebilir.

    örneğin kur'an bu dünyanın bir imtihan ve yüzleştirme yeri olduğunu söyler.

    benzer şekilde diğer semavi dinler de benzer şeyler ileri sürerler.

    özetle, benim vardığım sonuç kötülük probleminin semavi dinlerin tanrısından ziyade (bilhassa islam’ın tanrısı allah’ın) deist bir tanrı’nın problemi olduğudur. çünkü deist bir tanrı ölüm ötesinde*, herkesin hak ettiğine kavuşturulduğu ve adaletin yerini bulduğu bir yaşam da vaad etmez; yarattığı insana bir rehber de göndermez.
223 entry daha
hesabın var mı? giriş yap