61 entry daha
  • bırakın x-men'i, çizgi roman tarihinin gelmiş geçmiş en karizmatik karakteridir. nereden başlanır ki bu adamı anlatmaya? mesela bir keresinde profesör x enteresan bir rüya görür ve gecenin bir saatinde tüm x-menleri uyandırır. herkes homurdana homurdana, pijamalarıyla toplantı odasına gelir. profesör x etrafa bakar, herkes gelmiştir ama bir kişi eksiktir. etrafindakilere "gambit'in nerde olduğunu bilen var mı?" diye sorar. tam bu sırada gambit elindeki anahtarı havaya atıp tutarak, janti bir kıyafetle kapıda belirir ve şöyle der: "looks like i come home just in time."

    sürekli başka başka hatunlarla ilişkisi olan bir casanova olarak tasvir edilse de; gambit gönlünü rogue'a vermiştir. bu ikilinin ilişkisi sikimsonik jean grey-cyclops ilişkisinden bin kat daha anlamlı ve dramatiktir. bırakın öpüşüp koklaşmayı, birbirlerinin elini bile tutamazlar. bazı ekstrem durumlarda öpüşebildikleri olmuştur, mesela sinister bunların güçlerini ele geçirdiği zaman. ama gambit bir kere bile "sikerim böyle aşkın ızdırabını" dememiştir, işte böyle de delikanlı bir adamdır.

    gambit kardeşimiz delikanlı olduğu kadar megalomandır da. "after all this time, i still manage to impress myself", "everyone can relax... gambit has returned" gibi lafları sıkça kullanır. bu egoistliği, bu umursamazlığı yüzünden bir çok kez kendisine hain damgası vurulmuştur*, ama o "ben hain değilim" diye ağlamak yerine kendini hain ilan edenlerin hayatını kurtarıp kahraman olarak gerçekleri ortaya koymayı tercih eder. her ne kadar diğer x-men'lerden kendini ayrı tutmaya çalışsa da asla dönmek istemediği bir evi ve karanlık bir geçmişi vardır. bu yüzden x-men'in onun tek ailesi olduğunu bilir.

    haa bir de wolverine'le aralarında sürekli tatlı sert bir atışma vardır. wolverine buna hep gumbo veya cajun der, asla adıyla hitap etmez. serinin en karizmatik iki karakteri olduklarını bildiklerinden midir bilinmez; ama sürekli bir rekabet içindedirler. tabii benim gözümde wolverine gambit'in tırnağı bile olamaz ama neyse.

    son olarak, bishop kendisini suikastçi olmakla suçladığında sinirden kafayı yemesi çok normaldir; zira kendisi gençliğinde thieves guild üyesidir ve tüm gençliği assasins guild'le savaşarak geçmiştir.
66 entry daha
hesabın var mı? giriş yap