4 entry daha
  • büyük umutlarla izlenmemesi gerekiyordu galiba. sembolizmin bu kadar dibine vurulmamış olsa ve tanıtımında aydınlık yol, savaşın ortasında kalan kadınlar gibi anahtar kelimeler olmasa edebimle izler "bu ne lan" da demezdim.

    siyaseten latin amerika ülkelerine çok benzetilebiliriz ama iş sosyal ve aile ilişkilerini gelince bu -ebilirizlikten eser yok bence. neticede bizim toplumda şiddet gören kadın, kızıyla yahut bir başka kadınla acısını paylaşırken öfkesini de paylaşır.
    kadına yaşatılan şiddetin travması kızına sütünden değil mütemadiyen kendine nasıl tecavüz edildiğini anlattığı o ağıtlardan kaynaklanıyor en basit mantıkla. haliyle filme adını veren acı süt büyük yalan.

    yani bu filme kadın filmi filan dememek gerekiyor. haddinden pasifize edilmiş/ettirilmiş bir kadının "ne olursa yaşamak güzeldir" temalı filmi sadece.

    lima'nın varoşlarını görmekten öte bir anlamı olmadı benim için.

    patates gibi bir sebzenin korku objesi haline getirilişi de ilginç tabii, insan patatesten tiksinir hale geliyor lan.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap