170 entry daha
  • gıyabında çok güzel ekmek yediğim ziyadesiyle yetenekli mizah yazarı.

    geçen yaz datça'da bisikletle knidos yolundan dönerken yanımda bir scooter durdu. sürücü, kaskını çıkardı ve ortaya küt, parlak saçlı, yuvarlak yüzlü hoş bir kız çıktı. gülüyordu. acaba tanışıyor muyuz diye düşündüm ama hayır bir yerden çıkaramadım. öyle iddialı bir güzelliği de yoktu ama kolay kolay unutulmayacak bir gülüşü vardı. "alpay?" dedi bana. ben o an fark ettim ki o benim alpay olduğumdan çok emindi. "evet" ya da "efendim?" dediğim an alpay'a dönüşecektim. kimdi bu alpay, o an gerçekten çıkarmadım ama zaten umurumda da değildi. bu alpay'ın bir yerden bir kredisi vardı, belliydi. kamuran, murat, ali, sarper, mehmetcan... herhangi birisi olabilirdim. çok pis terk edilmiştim çünkü ve böyle gülen birisi için çarli bile olabilirdim.

    "efendim?" dedim ama tam da çıkartamadığımı hissettiren gözlerimle. "ya ben de daha demin senin bu haftaki yazını okudum" deyince hızlı bir şekilde bağlantıyı kurdum evet. alpay erdem sanmıştı beni. peki ama nasıl, neden? yani alpay erdem bence benim kadar olmasa da yakışıklı birisi, benim kadar olmasa da iyi bir sporcuya benziyordu. ben de onun kadar güzel yazamıyor olmasam da fena yazmıyorum. ama benzemiyoruz yani. belki de kız sadece benim alpay erdem olabilme ihtimalimi sevmiştir dedim kendime. hani "smoke" filminde yaşlı kör kadın, evine giren adamın torunu olmadığını bilmesine rağmen, (evet öyle net bir şey yoktu filimde de ama yani bence biliyordu torunu olmadığını) sadece o geceyi yalnız geçirmemek için, herhangi bir insana torunuymuş gibi davranabiliyordu ya... işte dedim belki de bu kız da benim kadar yalnızdır ve alpay erdem'i çok seviyordur. bir kıyak yapayım kıza dedim, istediği şeyi ona vereyim. iki satır sohbet mi, tamam. imza mı, tamam. fotoğraf mı çektirecektik beraber? ona da tamam diyecektim yani. fakat işler beklenmedik şekilde gelişti. o da benim gibi tatile yalnız çıkmıştı ve önce çay içerek başlayan yakınlığımız hızla ilerledi. ona ilk olarak aslında özlem diye birisi olmadığını, evli olmadığımı ve karakteri kurgusal olarak yarattığımı söyledim. neden çünkü tabii bana asılan çok kız oluyor ya o yüzden falan dedim. kafa dinlemek için yani.

    velhasıl bir kaç gün çok güzel geçti. aynı pansiyona geçince oda fiyatı da düşmüş oldu ama yemeğe şaraba falan çok para verdim. o biraz kötü oldu. çok tuhaf şeyler hissettim. hem yalancı gibiydim hem değildim. sadece alpay olmadığımı itiraf etmemem gerekiyordu. arada penguen ortamı hakkında falan bilmeden atıp tutmak zorunda kaldım gerçi, oralar biraz zordu. sayılı gün çabuk geçti. arada kendime alpayerdemgs77@gmail.com gibi de yalan bir mail adresi aldım, haberleşmeye devam ederiz diye. sonrasında hiç mail yazmadığına göre o da biliyordu alpay olmadığımı. evet. bir bahaneye ihtiyacımız vardı. o bahane alpay erdem'di.

    allah kendisinden razı olsundu.
414 entry daha
hesabın var mı? giriş yap