3 entry daha
  • bunu sadece reel sosyalizme atfetmek ya da genel bir "totalitarizm" çuvalının içine doldurmak biraz haksizlik olur. aslinda büyük ölçüde 1920 ve 30'lu yılların siyasal coğrafyası ve ikinci dünya savaşı sonrasının korporatist siyasal eğilimleri parti devlet modelinin seçkin örnekleriyle doludur. bugünkü gözlüklerle tarihe bakinca bir ucube gibi görünüyor fakat, dönemin koşullari içinde çok önemli bir ilerleme, özellikle 1929 krizi sonrasinda devletlerin ve insanlarin hayatlarini kurtaran, kapitalizmin üretim anarşisini dizginleyen, kalkinma ve gelişme yolunda büyük bir adim olarak düşünülüdüğünü söylemek gerekir bu parti devlet modelinin.

    reel sosyalizme falan gitmeden hemen köşede cumhuriyet halk partisi'nin 1930'daki üçüncü büyük kongresi'nde alinan kararlar da bu korporatist parti devlet'in dünya çapındaki ilk etkin ve yetkin örneğidir aslinda. bu seviyede bir parti devlet o dönemde ne sovyetlerde ne de italya'da bulunmuyordu.
    chf başkanı’nın cumhurbaşkanı, parti başkan yardımcısının başbakan, parti genel sekreterinin içişleri bakanı ve parti il başkanlarının da vali olmasına karar verilen kongre sonucunda recep peker "dünyanin ilk"parti devleti"ni kurmakla övünmüş, türk milletinin de daha nelere muktedir olduğunu dünyaya göstereceklerini söylemişti onu da ekleyeyim.
    bunun üzerine diyecek şey yok, nihayetinde ben bilmem, devletim bilir.
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap