the sound and the fury
-
anlaşılmaması faulkner'ın ruhunu, anlaşılması ise okurun canını acıtan kült eser, compson ailesini kuşatan lanetin kalbine yolculuk. bilinçakışı salt bir yöntem değil, okurun yaşadığı bir halettir. bu halet de benjy, quentin, jason ve son olarak zenci hizmetkâr dilsey'in gözünden, onların işittiği halleriyle anlatılır; okurun beyni mikserle çırpılır. faulkner'ın dilsey'i 3. tekil şahısla konuşturması ise, "bir zencinin bir kişiden önce bir davranış olduğu"nun resmidir. türkçe'de ilk olarak 1965'te remzi kitabevi'nden çıkmıştır; rasih güran'dan sonra bu işe kalkışan oldu mu bilmem; ama kendininkine olduğu kadar, bizim canımıza da okumuştur. her babayiğidin harcı değil; rahmetle anıyor, hürmetle susuyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap