iki tas çorba
-
gün batımına karşı kimsenin olmadığı o dere kenarında ayağınızı ılık suya daldırmışken bir yandan karşınızda uzanan sık ormanlık alandaki sincapların daldan dala sıçrayışlarını izler diğer yandan ayağınızın altında şırıldayan o minik derenin içinde yüzen balıkları seçmeye çalışırsınız... burnunuza çamların rahatlatıcı kokusu kulağınıza kozalakların ve yaprakların hışırtısı gelir aynı zamanda... daha sonra elinize belki defalarca okuduğunuz ama hiç bir zaman vazgeçemediğiniz kitabınızı tekrar alır ve dağlardan gelen esintinin verdiği huzurla hamağınıza uzanır ve okumaya başlarsınız... belki bir ömür boyu... işte budur verdiği hisler... gerçektir, unutulmazdır...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap