40 entry daha
  • insan bazı şeylere inanmak ister. ben de şu dünya'yı uzaylıların ziyaret ettiği masalına inanmak isteyenlerdenim. o yüzden "mısır piramitleri bilim adamlarını şaşırttı!" gibi haberleri okumadan geçmem. o yüzden de, stargate'i ayrı bir severim.

    filme gelince, öncelikle senaryonun hakkını verelim. yıllardır "mısır piramitlerini uzaylılar yaptı" diyip de, uzaylıların neden piramit yaptıklarına ve yaptıktan sonra neden dünya'yı terk ettiklerine dair tek bir teori ortaya atamayanlara inat, güzel bir teori sunmuşlar. solucan deliği de teoriye cuk oturmuş açıkçası.

    stargate sg-1 dizisinin aksine gittikleri gezegende ingilizce konuşulmaması da bir artı. gezegendeki insanların kültürel farklılıklarını gözden kaçırmaması, gezegendeki diğer canlıların ve kullanılan araç gereçin de dünya'dan farklı olması gene sg-1'e göre fark yaratmış, takdir ettim..

    --- spoiler ---

    gene de sonu çok ucuz oldu. yüzlerce yıllık bir dini inancı, "gördünüz mü tanrı değil" diyerek yıkamazsınız. bir inancı yıkmak için, süreç gerekir.

    onun dışında koskoca ra'nın bu kadar mı az koruması olur? koskaca ra'yı yok etmek bu kadar kolay mıdır? insanlar arasında ra'dan yana olan kimse de mi yok? bizi insan yapan şey, hiçbir konuda tek bir eylem şeklimiz olmaması değil mi?

    o yüzden sonu "başrol oyuncusu günü kurtardı" klişesine kurban gitmeseymiş, daha bir mükemmel bir film olurmuş.

    --- spoiler ---

    haa unutmadan, yalnız "piramitleri uzaylılar yaptı" dediğinde bilim çevresince "bi siktir git!" denmiş bilim adamı neyse de, "oğlunu kaybedince hayata küsen asker" pek bir alaturka olmuş. geri gelsin diye peşinden koşmaları da ayrı bir tuhaf. sanki koca amerika'da o yuvarlaktan geçecek bir tane asker kalmamış!
94 entry daha
hesabın var mı? giriş yap