62 entry daha
  • kaufman'dan kafa yormayan bir film beklemek zaten yanlış olur. yalnız bu film kafayı darmadağın ettiği için herkesin beğenisine açık değildir kesinlikle. o yüzden, filmde uyudum, saçma bu yahu ev yanıyor kimse bir şey demiyor, film bana ulaşmadı gibi haykırışlar gayet olağandır. ben de film hakkında çok güzel şeyler söyleyemeyeceğim. kaufman biraz amacını aşmış; rüyasını, seyircinin kafasında canlandırması için filme sokması gereken anları iyi oturtamamış.

    ben de çok abuk rüyalar görüyorum, çok abuk şeyler hayal ediyorum hatta. ver bana da büyük prodüksiyon, ben de çok az kişiye hitap eden, kurduğum dünyayı anlayanın az olduğu uçuk bir film yapayım.
    bu bakımdan film'e imdb notum 7'yi geçmez.

    filmden yakalamaya çalıştığım bazı noktalar ise şunlar:

    --- spoiler ---

    7:45'te başlayıp 7:45'te bitmesi güzel bir detay. ben bu detayı; adamın hayatındaki en mutlu günü her defasında oynamak istemesine bağlıyor ve bizim gördüğümüz şey aslında 1 gün, 1 rüya, 1 ömür, 1 saniye vs... artık orasını sen bileceksin... ama her şey bir, her şey yaradandan, bunu bil diyor yönetmen.*

    baktım da cast'ten, hani bi çocuk varya sette; tom, şu uzun boylu olan; filmin başından beri bizim caden şöyle oynama, böyle yapmacık olma falan diyor... o'nu gora'daki bir cisim yaklaşıyor elemanına benzettim. tabii ki çok daha klası olmuş, yürüyememe sahnesi güzeldi mesela.

    filmde bir sahne beni hala düşündürüyor. bu gerçek hazel ile new york'ta sokakta karşılaşma sahnesinde -orası sahne olmayan new york, yani gerçek new york- ilk karede caden'in açısından bakıldığında hazel duruyor. sonra kamera caden'e dönüyor, tekrar hazel'e döndüğünde kamera yürümeye başlıyor ve karşılaşıyorlar... aslında bana baya bile bile konmuş -ne bileyim fight club'da tyler durden git-gelleri, ya da memento'da sonlarda çıkan deli hastenesi git-geli- gibi geldi. yani orda gerçek hayattalar ama aslında film çekiyorlar ve filmin içinde bile devam eden gerçek hayatlar var. he birisi çıkıp diyecek ki, sen görmemişsin elinde traveller's guide var, turist gibi geziniyor işte, kitaba bakmak için de durmuş orda... öyle bakarsan olaya ev yana yana bitmedi be güzel kardeşim yıllardır.

    bir başka ilgi çeken sahne ise yine bizim bir cisim yaklaşıyor elemanı tom çıkıyor yönetmenine:
    -17 yıl oldu seyirci almıyoruz, ne sikim yiyiyoruz anlamıyorum be caden.
    +biliyorum amua godumun, biliyorum ama beni oynayacak birini bulamıyorum.
    bu sahnede, tom seslendikten sonra, koskoca ekibi gösteriyor; sonra da caden'a dönüyor kamera. burda benim anladığım, filmin genel söylemi ile çelişcek ama insan çelişen hayvan olduğundan mantıklı geliyor; aslında ben oynuyorum siz izliyorsunuz diyor caden. haksız da değil, hatta tamamen öyle, hatta film bu. bizim gördüğümüz her şey, caden'in kafasında oynattığı şeyler, yönetmen o; kaufman o.

    --- spoiler ---

    adaptation'ın senaryosunu büyük hissedenler, bu filmden koparacağını bir şekilde koparacaktır. sadece eternal'ı çok sevip de bu filmi izleyen şirin mi şirin delikanlılarımız, tatlı mı tatlı genç kızlarımız ise bu ne ya, recep ivedik'e gitseydik keşke diyeceklerdir e tabi.
100 entry daha
hesabın var mı? giriş yap