9 entry daha
  • küçükken kuzenimin "sentır fişlet istiyorummmm!!!" diye cazırdadığı, kafamızın da içine ettiği, benim yeşillisini daha çok sevdiğim -tadı yanlış hatırlamıyorsam daha az acıydı, emin değilim- sonradan çıkan çileklisine de hasta olduğum, iki kuzen karşılıklı geçip cak cak çiğnediğimiz ve zavallı teyzemi deli ettiğimiz, boğaziçi üniversitesi'nde geçen yaz okullarıma eşlik eden, bir de bana bir çift yavru tekir kediyi hatırlatan (isimleri pilav ile köfte'ydi, bu iki kardeşten biri teyzemin elini cırmalamıştı, kuduz şüphesiyle de, anne kediyi bir tostla kandırarak, yavru kedileri 15 günlüğüne eve almıştık mecburen. :( ikisi de birbirine aşırı derecede benzediği için, hangisinin tırmaladığını anlayamamıştık. neyse ki 15 gün sonra geri götürdüğümüzde, anneleri reddetmemişti. şans işte..) bir sakız.. olayı nasıl da bağladım lan?? son günlerde herşey bana nostalji yaptırıyor, nedir bu hüzün, bu elem, anlamadım gitti a.q.?! alt tarafı sakız işte, artık ağzımdaki sigara ve alkol kokusunu gidermek için sakız çiğneyen, iğrenç bir pre-yetişkine döndüm sanırım. nefret ettim bir an kendimden.. olsa da çiğnesem şimdi ama.. *(bkz: dikkat bu entry gereksiz duygusallık içerir)
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap