50 entry daha
  • --- spoiler ---

    bir muadilini daha görmediğim, duymadığım (bu kalitede gören, duyan varsa haber etsin supernatural ve californication'dan başka dizim kalmadı. family guy'ın da asırda bir yeni bölümünün çıktığını göz önünde bulundurursak, ciddi anlamda dizisizlik sendromu çektiğimi söyleyebilirim) konsept konusunda tek, hikaye işlenişi konusunda tek olan dizi. dizinin ikinci sezonu devam ederken yine bu dönemlerdeki gibi dizi kıtlığı çekerken başladığım bir diziydi sons of anarchy. ilk bölümleriyle bir yere gitmeyeceğini sezmiştim aslen. ideolojik bir noktaya çekileceğini düşünerek devam etmiştim. jax'in babasının izinden gideceğini düşünerek devam etmiştim bir süre. bu hava sürekli verilmeye devam edildi bir süre. fakat bir süre sonra farkettim ki, artık beklentilerim tek yönde değildi. diziden aldığım zevk ve takip etme nedenim de tekillikten çoğulluğa geçmişti, şu anda tam olarak hatırlayamadığım bir süreçte. dizi dramaydı, kesinlikle dramaydı. ama normal bir drama değildi. aile vardı, hatta aile ilişkileri en ön planda olan temalardan biriydi. kaldı ki, dizinin omurgasını oluşturan samcro dahi bir aileydi, hatta aileden daha yakındı. entrikalar dönüyordu, birbirlerinin arkasından iş çevirme vardı, yeri geldiğinde aile kaynaşmasının, sıkılığının alâsı vardı. fakat sons of anarchy salt drama değildi. drama olsa bile daha önce işlenmemiş bir dramaydı. bu tür bir bağlılığı kendi nezdimde iki faktörle açıklayabilirim sanırım; ya dizi gerçek anlamda normalden farklı materyaller, farklı hikayaler, farklı bir işleyiş önüme sürüyordu; ya da benim klişe dramalara olan yatkınlığım artmıştı. bu bağlamda bunu sorgulaması da zor oluyor, zira kendime farklı bir gözle bakmam, kendi yapısökümümü yapmam gerekiyor.

    işte burada şöyle bir durup nefes almam gerekiyor. sons of anarchy bana ne sunuyordu da, ben arada bir izlediğim bir diziyi bir anda baş tacım yapmıştım, en iyi diziler arasına koymuştum. "drama" gibi kapsamı bayağı kısıtlı bir kavramın üzerine yapılan -veya benim öyle düşündüğüm- bir diziyi baş ucuma koyabilmem için gerçekten had safhada farklı bir şeyleri önüme sürebilmesi gerekiyordu. çünkü drama dendiğinde zihnimde uyanan kapsam üzerinden hareket edersem, çok da fazla takip edebileceğim bir tür tahayyül edemiyorum. insanların psikolojik durumu ve ilişkileri üzerinden hareket eden bir dizinin bir kişinin öne sürebileceği çok fazla materyal olmuyor. (bu sıklık ve insanın önüne bir şey sürmeme konusunda türk dizilerini tahta oturtuyorum) breaking bad gibi neden-sonuç, aksiyon-reaksiyon ve karakter irdelemelerin fevkalade yapıldığı ve konunun da sürükleyici bir şekilde işlendiği dizileri drama olarak adlandırıp dramadan daha üst bir rafa koyuyorum, nihayetinde salt ilişkiler ve karakter derinleştirme üzerinden işlemiyor bu diziler. sons of anarchy'i breaking bad ile benzer bir rafa koydum bu bağlamda.

    sons of anarchy de bir portrayal aslında. bu konuda neyin portrayal edilmesi gerektiğini çok iyi seçmiş. burada bir seçim yapılmış anladığım kadarıyla. yapımcılar dizinin bütün kitlelere hitap etmeyeceğini diziyi yapmadan önce senaryodan teyit etmişler ve bu bağlamda hitap edecekleri kitleyi seçmiş olmuşlar. sons of anarchy'i herkese izletemezsiniz emin olun. burada kastettiğim şey; bu diziyi sadece motor çılgınlarına, hükümetin karşısında bir örgütlenmeyi dizi şeklinde takip edeceklere izletin demek değil. elbette diziyi bu derece dar bir kapsama almak, her şeyden önce dizinin kendisine hakaret olacaktır. daha çok demeye çalıştığım şey -her ne kadar dizi biraz sonra bahsedeceğim şeyi de potasında çok güzel eritmiş, harika şekilde içinde sindirmiş olsa da- salt aksiyon dizisi, vurdulu kırdılı, patladılı dizi sevenlerin bu diziden beklediklerini bu dizi kendilerine vermeyecektir, zannımca.

    3. sezon finalini kim unutabilir şimdi? bir sezon boyunca bize verileni almayı reddetsek dahi, ikinci bir ihtimali düşünmemiştik. "jax bu kadar kolay harcanamaz" dedik ama alternatif senaryomuz yoktu. olsa dahi, senaristlerin bize verdiklerinden çok daha uzak bir noktadaydı bu senaryolar. hala açıp tekrardan izliyorsam, bu dizide sindirilmesi gereken bir şeyler var demektir. yani, bu dizi gelmiş geçmiş en iyi diziler arasında yer alacaktır ve ileride kült olacaktır. sentetik müzik dinleyip, hologramlı televizyon izleyecek torunlarımıza anlatacağımız arkaik bir yapıtımız olacak, sırf bunun için dahi bu diziyi sevebiliyorum.

    bu kadar yazıp da, oyunculuktan bahsetmediysem de heyecanımdandır herhalde. charlie hunnam'i bu şekilde zerre hayal etmemiştim, ron perlman'ı bir dizinin atmosferine bu kadar oturtabileceğimi de hiç düşünmezdim. gerçekten fevkalade, korkunç bir dizi.

    --- spoiler ---
1167 entry daha
hesabın var mı? giriş yap