2 entry daha
  • hamburg hafencity*'de ikamet eder. kesinlikle görülmesi gerekir.

    kısaca özetlemek gerekirse. eski ve muazzam büyüklükte bir depo, tamamen ışıktan yalıtılmıştır. biletinizi alırsınız ve büyük bir kapıdan geçip ufak bir antrede beklemeye başlarsınız. antrenin bir ucu ana girişe baktığından ışık, diğer taraf sergiye baktığından zifir karanlıktır. burdaki fark açıkçası biraz da olsa panik yaptırır. ellere çomaklar verilir ve kurallar anlatılır. "karanlığa daldığınızda sizi kör bir rehber karşılayacak. onun direktiflerine uyun. ışık kaynağı kullanmayın. ortamı aydınlatmaya kalkarsanız sergiden çıkarılırsınız." bunların haricinde grup "nası olcak, ya kaybolursak, ya bişi yere düşerse" sorularına abanır. cevaplar: kaybolma olmuyor çok kontrollü gidiliyor, bir şey yere düşerse kalır. ışık açmak kesinlikle yasak. değerli bir şeyse akşam temizlik için ışıklar açıldığında bulunur.

    sorular biter ve aydınlık antreden karanlık holün içine doğru yürünür. işte o anda koca koca adamlar kol kola girmeye başlar "lan oğlum birlikte gidelim" "kaybolmayak lan" "hafız arada beni kontrol et" denir. hol sağa doğru kıvrılır ve karanlıktan bir ses gelir. bu rehberinizdir ve sizi tüm sergi boyunca yönlendirecektir. yürümeye başlanır. bir köprüye gelceksiniz denir siz çeyrek adım atmaya ve sopayı deli gibi sürtmeye başlarsınız. hafif takılsanız da köprüyü bulursunuz. daha sonra sağdaki soldaki bitkiler hissedilir. ilerlenip bir aktar deposuna girilir. türlü türlü baharat kokuları alınır. bir hal deposunda sebzelerin ne olduğu tahmin edilir. daha sonra yapay bir tekneye geçilir ve alster turu atılır. en sonda bir yerdeneresi olduğunu doğal olarak bilemiyorum yere çökülür, zifir karanlıkta bir müzik dinlenir ve oradan da bara geçilir.

    herşey karanlıkta olduğu için ilk olarak görsellik kaybolduğundan yön duygusu yitirilir. nereden nereye geçildiği pek anlaşılmaz. sağa sola gidilir, duvar ya da herhangi devamlı birşey bulunduğunda ayrılmamaya takip edilmeye özen gösterilir, grup kaybedilmemeye çalışılır, elli kere birbirine çarpılır. o kadar rahatsız ve zor bir durumdur ki aslında. işte bu yüzden güzel bir empati fırsatıdır.

    dip not: bir ara rehber "poz veriyoruz burda gülümseyin" der. işte orda bi poz verin ki anı olsun. başka yerde resim çekmiyolar.

    başlıkta hiç link verilmemiş:
    almanya için: [http://www.dialog-im-dunkeln.de/ http://www.dialog-im-dunkeln.de/]
    dünyanın diğer 30 ülkesindeki, 100 şehrindeki, 160'tan fazla sergi için de: [http://www.dialogue-in-the-dark.com/ http://www.dialogue-in-the-dark.com/]
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap