49 entry daha
  • bizim yalnızca sınırlamak diye bildiğimiz hadd (çoğul olarak hudud), klasik (arapça) metinlerde çoğunlukla tanım yerine kullanılır. üzerinde azıcık düşününce çok da makuldur: her tarif marufun sınırlandırılmasıyla mümkündür. ama bazı "şeyler" vardır, şekli vardır da görülmez, hissedilir de tabir edilmez, coşkuya kaptırır da paylaşılmaz. onu tanımlayabilmek, dolayısıyla onu dünya içerisinde şimdiye dek anlamı tesbit edilmiş kelimelerin sınırlılığında açıklamak, o "şey"in varlığına bir hakarettir. işte bu film, o şeylerden biri nazarımda. öyle bir şey ki, yalnızca iki saat içerisinde "gösterilmiş" (hayır hayır anlatıldığını zannetmeyin!), tüm bir evrenin milyar yıllık tarihiyle kesiştirilen kişisel bir tarihin olağanca kozmik karmaşası karşısında, zihinde bir türlü cisimleşemeyen, bir araya gelip de anlamlı bütünü oluşturamayan düşünce tohumları, tarif edememenin verdiği o gerginlikle sizin filme mesafeli yaklaşmanıza dahi sebep olabilir. ama o mesafe, filmden sonra mütemadiyen zihninizde tekrar tekrar belirecek imgelerin harikuladeliğiyle; bu filmin, yıllardır kendinize sorduğunuz, ömrünüzün kalanında da sormaya devam edeceğiniz, gel gelelim cevabı da olmadığını adı gibi bildiğiniz varoluşsal sorunların filmini yapmaya gösterdiği cesareti tanık edişinizle hemen kapanacak, bana inanın.

    sanmıyorum ki bu filmin bir spoiler'ı verilebilsin ya da hadi verildi diyelim, bu filmi izlemeyenlerde olumsuz bir tesirde bulunabilsin. hikayeleştirilemeyen bir hikaye nasıl anlatılabilir ki?
386 entry daha
hesabın var mı? giriş yap