8 entry daha
  • ölüm, ölü ile mümkündür
    birbirimize bu konuda ancak havada kalan şeyler söyleyebiliriz,
    devamında yere inmek var,
    ve ardından yerin dibine girmek...

    sevdiklerini toprağa vermiş insanlar bilirler; en acı an sevdiğinizin toprağa veriliş anıdır.
    artık sizinle aynı yerin yüzünde-yüzeyinde değildir sevdiğiniz. sevdiğinizin ölüsünü bile artık
    göremeyeceğiniz dönemi başlıyor hayatınızın.

    ölüm gerçeğinden itibaren sizi -ya da belki kendisini, bilemiyorum-
    hayata bağlamak adına türlü türlü oyunlar oynayan ve hala sevdiğiniz ölmemiş gibi
    sizi oyalayan, öleninizin gülen yüzünü ahmaklığınızın her sinemasında oynatan ruhunuz-beyniniz pes eder.
    matematik, hiç bilmediğiniz hesapları adınıza yapar,
    eksi, eşittir... ya da o gitti ama hala şu var, bak ona nasılda benziyor türü döngüler hayallerini kör eden bir gam fırtınası estiriğinde uğuldar.

    (hele yerin dibine teslim ettiğiniz insandan kalan-larla ilgili durumunuz,
    onların hayata sevdiğinizsiz devam edebilmelerini sağlamayı çimdikliyorsa,
    beyinefendiniz, derin acınızı o amaçla yaşayamıyor olmakla avutur sizi.
    oyunu görür kahrboğulursunuz:
    -allah belamı versin!

    acıyı oyalayan ruhunuz-beyniniz; sevdiğinizi toprağa verip
    üstüne yine toprak atan kürekleri tutan ellerin sahiplerinin ve sizinle beraber üzülüp ağlayan
    insanların, sizi yalnız bırakmayan acınızı paylaşıp azaltan insanların -ve belki de öteleyen
    insanların- eve döndüğünüzde artık olmayacaklarını bilerek huzursuzlanır.

    iki-üç gün sonra herkes yerlerine çekildiğinde, sevdiğiniz olmadan düşünemeyeceğiniz evinizde onsuz kaldığınızda,
    hayata artık nasıl devam edebilirim sorusu baykuş olmuş ötüyorken evinizin her odasında -o gün- öleninizden dolayı ortaya inen sofrada iştahla yemek yiyen akrabanızı bile özlersiniz.
    ve o gün, herkes için için ağlayabilirken ağlayamayan siz sadece o iştahlı akrabanızın kapınıza "ya merak ettim ne durumdasın" sorusuyla gelişinin hayaline bile döküle döküle ağlayabilirsiniz ki gerçeğe ağlayamayan siz bu ahmak duruma ağlıyorsunuz.
    -allah belanızı vermiş!
    .
    .
    .

    çocuğunun ölümü bile kendisine çok görülüyor hala.

    anama dedim ki, ey berfo artık yetmez mi, belli değil mi ne olduğu abimize? onu bulup da üstüne mi yağacaksın?

    "anayım yanıyorum, ben oxlumu istiyorum ben çocuxumu istiyorum, mezarını istiyorum, cenazesini istiyorum... annesiyimm

    annesiyimmm!"

    "birikti bir çamaşır ipine bile.
    saçaklardan sarktı,
    attı kendini gürültüyle yere,
    kimse sahip çıkmadı;
    yığıldı kaldı duvar diplerine.
    yalnız kuş ayakları
    bastılar incelikle göğsüne."
    metin altıok
66 entry daha
hesabın var mı? giriş yap