• bu küçük yapıt dijon akademisi`nin 1749 yılında açtığı bir yarışma dolayısıyla yazılmış ve rousseau’ya kısa sürede büyük bir ün sağlamıştır. yarışma konusu olan soru şuydu: ‘bilimlerle sanatların ilerlemesi töreleri arıtmış mıdır bozmuş mudur?’
    rousseau bozmuştur* cevabını vermiştir.
    aykırı düşünceleriyle yazar bir bakıma uğradığı düş kırıklıklarının acısını çıkarmak, kendisini horlayanlardan öç almak istemiştir.

    yapıtın birinci bölümünde dünya tarihinden örnekler getirerek bilim ve sanatlarla törelerin ters orantılı bir gelişim gösterdiğini, uygarlıkla birlikte aktörlerin de giderek bozulduğunu kanıtlamaya çalışan yazar her şeyden önce içinde yaşadığı toplumun eleştirisini yapar. mısır’da, yunanistan’da, roma’da olduğu gibi fransız toplumunda da uygarlığın eski erdemlerini yok ettiğini savunur. ona göre, ebedi bilgeliğin insanlar için öngördüğü mutlu bilgisizlikten uzaklaşmak amacıyla harcanan bunca çabanın cezası her zaman lüks, bozulma, kölelik olmuştur.

    ikinci bölümde, felsefi ve kuramsal yoldan da aynı sonuçlara varan yazar bilim ve sanatların kökenini insanların kusuruna bağlar. bilimlerle sanatlar gibi lüks de rousseau’ya göre aylaklık ve boş gururdan doğar. böylece ne erdem kalır ortada ne de herhangi bir aktörel nitelik. ama rousseau ilk bilgisizliğe dönülmesinin olanaksızlığını da yadsımaz ve gerçek felsefenin, vicdanının sesini dinlemek olduğunu belirterek incelemesini sona erdirir
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap