18 entry daha
  • olay örgüsünü en sevdiğim filmlerin başında gelir. o kadar ki bazen kafamda tekrar oynatırım filmi, tad veren ve üzerinde çalışıldığı belli olan bir senaryosu vardır. ağır spoiler içermekle birlikte aşağı yukarı şöyle bir şeydir:

    --- spoiler ---

    şimdi hocam, pentagon'un yönettiği bir denizaltı projesi var. aşırı pahalı bir proje ve bu yüzden muhalefetle karşılaşmış, white elephant olmuş yani. yeni savunma bakanı bu projeyi sona erdirmeyi düşünüyor. ama bunun için sağlam dayanak noktasına da ihtiyacı var, "acaba sovyetler'in de benzer bir projesi var mı? varsa ok, yoksa ben bizimkini kolayca silebilirim defterden"

    işte burada, cia ile temasını sağlayacak birine ihtiyacı var, ki bu eleman cia'den bilgi alsın, sovyetler'in gerçekten böyle bir projesi var mı diye. bu işi el altından yapmalı, yoksa ayyuka çıkarsa kongre'de neyim tantana çıkabilir. hassas konu, rakipleri savunma bakanının altını oymakla meşgul.

    işte o eleman, kahramanlıkları ile öne çıkan yakışıklı deniz yarbayımız oluyor. bu yarbay, savunma bakanının ofisine atanıyor. sonra yarbay, güzel bir hatunla oynaşıyor. o hatun, bakanın metresi çıkmasın mı? dahası, savunma bakanı, metresinin başkasıyla ilişkisi olduğunu öğrenmesin mi? şansa bakın ki kim olduğunu bilemiyor, hatunu kıskançlık krizinde kazara öldürüyor.

    işler buradan sonra karışmaya başlıyor.

    savunma bakanının hanımevladı bir danışmanı var. bu danışman, her şeyi itiraf etmeye hazır, pişman bakanı ikna ediyor. bir hikaye uyduruyorlar. bu hikayeye göre, pentagon içinde varlığından kuşkulanılan ama asla yakalanamayan "yuri" adlı ajan bu hatunun gizli sevgilisiydi ve hatunu yuri öldürdü. sonrasında da tüm cinayet soruşturması yuri'yi yakalamaya odaklanıyor (ve yönlendiriliyor hanımevladı tarafından). hatunun yatağının altından çıkan yarım bir polaroid de yuri'nin varlığına kanıt olarak kullanılıyor ama resmin içeriğinin ortaya çıkması için bilgisayar işleminin sonucunu beklemek gerek (birkaç gün).

    bizim yarbay bu polaroid'i görünce üç buçuk atmaya başlıyor, o polaroid'de kendisi var çünkü. sonra kafası atıyor, kızı da sevmişti zaten. bakan, resmi kayıtlara geçmiş bir hediyeyi bu hatuna vermiş, hatunun evinde ceza yeri inceleme ekipleri kayıtlara geçirmiş. işte o hediye, faslılar tarafından bakana verilmiş. resmi hediye olduğu için kaydı kuydu olması lazım. o kayıt bulunursa hatunla bakan arasındaki ilişki kurulacak; bizim yarbay da o kaydın peşine düşüyor.

    bu arada bizim yarbay vakit kazanmak için polaroid üzerinde işlem yapan bilgisayar mühendisi arkadaşına olayın iç yüzünü anlatıyor ve işlemi yavaşlatmasını söylüyor. eleman kabul ediyor ama işkilleniyor. bu işkilinden hanımevladına bahsediyor ve hanımevladı bunu öldürüyor; işleri karıştırmaması için. sonra bilin bakalım? suç yuri'ye atılıyor. yuri avı şiddetleniyor.

    bu arada bizim yarbay gerekli kaydı buluyor. bakanın yanına gidiyor ve "aha diyor, o senin metresindi, sen yaptın". bakan yusuf yusuf mode on bir biçimde ağlarken birden suçu, yanında olan hanımevladına atıyor. hanımevladı gay zaten, bakan diyor ki, "o bana aşıktı, hatunla ilişkimi kıskandı, o öldürdü!" vay şerefsiz, sattı iki saniyede. hanımevladı bu alçaklığı sindiremiyor, ağzına silah dayıyor çekiyor tetiği (yoksa şakağına mı dayıyordu? hatırlayamadım)

    hanımevladı ölünce bakan gelenlere diyor ki, "aha yuri buydu itiraf etti herşeyi". bizim yarbay kafayı kırıyor, sıvışıyor pentagon'dan. tam o sırada polaroid üzerindeki işlem bitiyor ve beklenildiği üzre, resimde yarbayımız görülüyor. artık çok geç...

    yarbayımız hatunun mezarı başındayken iki yarma geliyor, bunu alıyorlar bir eve götürüyorlar. evde bunun ev sahibi var ama rusça konuşuyorlar. bir bakıyoruz ki meğersem bizim yarbay aslında rusmuş ve abd'ye çocukken götürülmüş, ajan olarak yetiştirilmiş. pentagon'un sırlarını çalması için bakanın metresini ayartmakla görevlendirilmiş. yarbayı rusyaya geri götürmek istiyor operatörü ama yarbay istemiyor. gidiyor bilinmeze...

    --- spoiler ---
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap