1 entry daha
  • eski yaratılış efsanelerinde ”göklerle yerin ayrılması”

    evrenin varoluşunda bir aşama olarak ”yer ile göğün ayrılması” birçok eski yaratılış efsanesinde yer almaktadır.

    çok tanrılı sümer mitolojisi’nde bu anlatım şöyle geçer:

    gılgamış destanı – s.noah kramer, tarih sümerde başladı
    yokken göğün daha
    yerin daha adı yokken
    babaları okyanustan
    anaları ki-ama-t kargaşasına
    sular karışıp bir oluyordu.

    gök, yerden ayrıldıktan sonra
    yer, gökten ayrıldıktan sonra
    insanın adı konduktan sonra
    an, göğü alıp götürdükten sonra
    enlil, yeri alıp götürdükten sonra.

    sümerler’den sonra babil yaratılış efsanesi enuma eliş’te de bu inanç yer almaktadır. “başlangıçta tatlı su, tuzlu su, sis ve bulut karışımından oluşan bir karmaşa (kaos) vardı. o zaman henüz tanrılar bile yoktu. tanrılar bu kaosa bir düzen vermek için geldiler ve yapışık olan yer ile göğü ayırdılar” denilmektedir. ancak efsanenin babil anlatımında sümer tanrısı enlil’in yerini babil tanrısı marduk almaktadır.

    eski mısır mitolojisi’nde ilk tanrı atum‘un oğlu şu, yer’le göğü birbirinden ayırandır.şu‘nun (kendi kızkardeşinden yaptığı) çocukları olan nut göğü, geb de yeri temsil eder.

    aynı olgu tevrat’ta şu şekilde yer almaktadır:

    tanrı “suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın” diye buyurdu.
    ve öyle oldu; tanrı gökkubbeyi yarattı. kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.
    kubbeye “gök” adını verdi. akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

    görüldüğü üzere, ”yerle göğün birbirinden ayrılarak yaratılışı” en eski medeniyetlerin mitolojilerinden çıkmış ve birbirinden iktibas edilerek, zamanla evrimleşerek tevrat’a oradan da -muhtemelen- kuran’a geçmiştir.

    ...............

    gibi daha onlarca "efsanede" geçer bu olay..
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap