7 entry daha
  • torpil hadisesinin gayet olduğu sınav türleridir ancak işin ucu sanata ve sepete bağlandığı için çeşitli esneklikler ve estetikler dahilinde vuku bulur çoğu zaman.

    halen ve o vakitler de bir müzik okulunda okumama rağmen başka bir müzik okulunun özel yetenek sınavına girmiştim. amacım okuduğum ve belki de hiç bitiremeyeceğim dünyanın en köhne müzik okulunu bırakıp daha modern standartlarda bir eğitim yuvasına kapak atmaktı. hedeflediğim okulun hangi okul olduğuna, burs imkanlarına ya da ne bölümü istediğime pek değinmeden olanları anlatayım;

    kazandığım evvelki okulun bana çok ters geldini anlamak için bir yıl o kadar yeterli gelmişti ki o okul, bölüm ve müdür hakkında sözlüğe yazdıklarım dikkat çekmiş ve sözlükte kimlik bilgileriyle yazmak konusunda kendimi darlamadığımdan ötürü de uyarı cezaları almıştım. "ben bu okulu bitiremem arkadaş" safhasına geldiğim için ve hem kafa olarak hem de artık içinde olduğum durum olarak başka bir okul fikri aklıma pek bi yatar olmuştu. halihazırda bir müzik okulunda kaydım vardı ve bu da şu demekti bir başka müzik okulunun sınavına ders yılı içinde de gördüğüm dersler hasebiyle fazlasıyla hazırdım. ayrıca laf aramızda hayvan gibi de bir dosyam var. yabancı radyo programlarında yayınlanan parçalarımın podcastinden tutun, daha o yaşta yayınladığım albüme dair yapılan onlarca kritiklere kadar. ayrıca bu kazanmayı hedeflediğim okul tam benim işlerin kafasında eğitim veriyor, müziği-sanatı-estetiği sorgulatıyor.

    herşey çok yerinde ve güzel gidiyor. bilgi ve yeterlilik sınavlarını geçiyorum, mülakatı da keyifle bitiriyorum.

    lakin mülakatta benim sınav sürecimle hiç alakası olmayan ve sonrasında bir tesadüfle öğreneceğim şeyler oluyor. şöyleki mülakata her aday adının ilk harfinin alfabetik sıralamadaki yeri baz alınarak çağrılıyor ve sınav süreci de buna göre düzenleniyor. ancak adının ilk harfi benim adımın ilk harfinden 14 harf sonra gelen çıtı pıtı bir kız, listedeki düzeni bozduğu her halinden belli olan bir kargaşayla sınava ilk giriyor. bu arada adım da a harfi ile başlamıyor. tabi kimse kimsenin adını bilmediği için pek sallanmıyor bu durum. ben de sonradan öğreniyor olacağım zaten. fakat esas şenlik kız mülakattan çıktıktan sonra oluyor. nasıl sevinçli nasıl sesli sesli gülüyor. sanki girmiş ve kazandığını söylemişler! o ortamları bilen anlayacaktır nasıl sinir bozucu br durum olduğunu. homurdanmalar eşliğinde kaynayan bu durum değil elbette mevzubahis entrynin tek konusu.

    bu olaydan birkaç gün sonra kızı hiç samimi olmadığımız bir arkadaşımla sarmaş dolaş görüyorum. a naber, nasıl gidiyor, memnun oldum, ben seni o gün sınavda gördümdü çok mutlu çıkmıştın ehehe'den sonra bir şekilde bu pek samimi olmadığımız çocukla yalnız kalıyoruz ve çocuk, jürinin kıza okulu kazandığını zaten mülakatlar sırasında söylediğini ağzından kaçırıyor. sürecin nasıl ilerlediğinden haberi olmayan eleman nasıl bir bok yediğinden habersiz, ben ise büyük işkiller içinde ayrılıyoruz ve bir daha da karşılaşmıyoruz. öğrendiğim bu havadis acayip kafama takılıyor çünkü sınava ilk giren birine sen nasıl kazandığını söyleyebilirsin ki? diyelim ki bu zamana kadar böylesini görmedin, be hıyarağası nereden biliyorsun ardından dinleyeceğin 60-70 kişi içinden bu kızdan iyi birinin çıkıp çıkmayacağını, diyerekten yer yer köpürüyor yer yer yok canım olamaz öyle şey diyorum ve bekliyorum sonuçların açıklanmasını.

    ve büyük gün, sonuçlar açıklanır. ben yüzde elli burs kazanırım ancak zerre para çıkamayacağım için dandik okuluma devam etmek zorunda kalırım. bahsini yaptığımız hatunsa yüzde yüz burs listesine ikinci sıradan girmiştir.

    devamı daha saçma. o yılın cinsel kimlik sorunu yaşayan, feministçi bölüm başkanının toplu sekse denge getirmek istercesine kurduğu hesaba göre bölümdeki erkek kız oranını dengelemek gibi bir çabası olduğunu eski öğrencilerinden duyarım... başta saçma gelmişti ama bölüm başkanlığı yapıp bu pozisyondan ayrıldığı o yıl bursla okula giren dişi sayısı yüzde elliye yakındı. bu mu oran diyebilirsiniz, öyleyse sınava başvurularda oranın 20/1 erkeklerin üstünlüğünde olduğunu ekleyebilirim. ayrıca o yıldan beri takip ettiğim kadarıyla hiçbir dönem bahsettiğimiz dönemdeki kadar çok kız öğrenci alınmamıştır ve zaten bölüm başkanlığı da ertesi yıl el değiştirmiştir.

    velhasıl kelam, özel yetenek sınavlarında torpil vardır ve bu bazen adaydan bile habersiz gerçekleşir zira sanat eril-dişil ve hatta ötesi fark etmeksizin bir hormon olayıdır.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap