31 entry daha
  • 20.45'te bittiği için insanı sinire gark eden vapur seferidir.

    her tarafında iskele olan ve sahil şeridi bu kadar uzun bir şehirde nasıl bu kadar kara trafiğinden çıldırabiliriz ve nasıl denizleri böyle saçma sapan kullanırız anlamak mümkün değil.

    geçen bostancı sahilden sarıyer'e geçeyim dediydim; güya sefer varmış deniz otobüsü mü ne. günde sadece bir kez ve tek yöndü yamulmuyorsam. dalga geçiyorlar herhal. hadi sık kullanılan bir istikamet değil; ama hiç olmazsa iki saatte bir koy. o da olmadı 3-4 saatte bir koy; ama koy canım kardeşim !

    beşiktaş-üsküdar vapurunun ulaşım süresi kısa olduğundan ağızda güzel bir tat bırakır; kadıköy vapuru ise bir süre sonra kabak tadıdır. hele ki kötü havalarda. ayrıca ucundan bir kaçırdın mı yarım saat bekle. zaten yol da 25 dakika sürüyor. yanaşması, inmesi derken... yani 55 dakika gidiyor eğer bir dakikayla kaçırırsan. (en kötü versiyon) ben çok bilirim bir dakika ile vapur kaçırıp üsküdar'a geçtiğimi ki, bu da kadıköy'e gitmek için yine sizden bir 35 dakikayı falan alır minumum. ayrıca püften bir sebebi vardır illa; ama niye bu beşiktaş-kadıköy seferlerini en azından gece 12'ye kadar yapmıyorlar diye sormaktan kendimi alamıyorum. saat 9 gibi makul saatte kadıköy'deysen beşiktaş'a gitmek için karayolundan başka çaren yok. mahsur kalmak gibi. ayrıca daha ufak bir vapurla daha sık ve az yolcu aktarımı yapılamıyor mu? evet, biliyorum üsküdar beşiktaş mesafesi kısa. kadıköy daha uzun; ama yine de en azından yazları (dalga boyu sorunu yokken) kadıköy vapurlarına alternatif küçük vapurlar olabilir. yeter ki iş görsün.

    ben niye eminönü'nden karaköy'e, ordan beşiktaş'a, ordan sarıyer'e, ordan kadıköy'e, ordan bostancı'ya, ordan caddebostan'a, ordan yedikule'ye, ordan sarayburnu'na rahat rahat deniz yolu ile istediğim saatte ve sıklıkla gidemeyeyim? (tamam son ikisi biraz fantazi oldu; ama rahat gidilebiliyor olsa tarihi yarımada'da da negzel gezerdik daha fazla..) niye iki yakanın sahil şeridinde çat orda çat burda olamayayım? niye daha mobil ve çok seferli bir sistem kurulmasın? illa çok kallavi büyük araçlara yatırım mı gerekiyor? dilenci vapuru konsa bile en azından seri ve sık kullanılışı ile bir nebze ruhum huzur bulur. ama olur mu hiç? misal eminönü iskele'den vapura bindiysem beşiktaş'ta inmem gerekir. ortaköy'e gidemem. sarıyer'den beykoz'a geçeyim de... ya da kavak'a geçeyim de hele bir... geçersin de seferler bin saatte bir. hadi de ki çok talep yok, e bi defa arzı yaratmamışsın; ama ille de talep yok dersen, 2-3 saatte bir koy; ama gene koy güzel kardeşim. karayolunu da ona göre yap; iskelelere ulaşımı kolaylaştır. iskele sayısını arttır. kısa mesafe giden motorlar da koyabilirsin. (bkz: hayal dünyası)

    2-3 tane ring mantığıyla çalışan iki sahil şeridinde vapur olsa bir uçtan bir uca... anadolu ve avrupa yakasında tüm şerit boyu gidip gelseler... yaka değiştirmek için de daha mobil araçlar olsa... (üsküdar bjk motorları gibi.) hem sen gittin, tüm üsküdar dolmuşlarını ananın örekesine koydun kaç senedir. sonra da niye trafik var, herkes istanbul'u terk etsin, köprü trafiği çekilmiyor tabii. adam işine gücüne gidecek yetişme telaşında, geç vakit işten çıkacak yorgun argın evine gelecek senin bin türlü aktarmanla, kaprisinle mi uğraşsın? takım elbise gran tuvağlet işine gitti yağmurda sıçana mı dönsün? atlıyor arabasına tabii. sinirlendirmeyin adamı.

    tabii bunların bir kısmı teknik problemler dolayısıyla yapılamıyor olabilir. benimki sadece temenni. (bkz: bir teselli ver)

    sen gezme, otur evinde dediğinizi duyar gibi oluyor ve entarime son veriyorum.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap