5 entry daha
  • edebiyat eserlerinin sinemaya uyarlanması her zaman sorun olmuştur. bir edebiyat karakteriyle, sinema karakteri asla aynı olamaz. edebi eserdeki karakteri okuyucusu kendi zihninde var ederken sinema, bizzat daha dar bir alana hapsedilmiş karakterler sunar bize. çünkü sinemasal hikaye yolculuğunu karakterle başlatsa da, o'nun kişilik özelliklerinin hikayesel yürüyüşünün önüne geçmesine izin vermez, veremez. karakterin kişisel özellikleri yalnız bir engeli geçmek söz konusu olduğunda o engeli geçmek için kullandığı bir 'yöntem' olarak bize sunulur.

    daha çok şey söylenilebilir ama bu başlıkta değil.

    demem o ki; taviani kardeşler, bize hikayeyi öyle bir anlatmıştır ki, ister istemez sinemayla edebiyat arasında bir yerde kalıp haz mı yoksa sancı mı olduğu belli olmayan bir duyguyu yaşarken buluruz kendimizi.

    her şey bir yana filmin şahsıma asıl düşündürdüklerine şuradan bakılabilir: (bkz: #29739684/@stoss)
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap