1748 entry daha
  • tam benlik bir ilişki türü.

    karşındaki insanla sabah akşam birlikte değilsin, olmak zorunluluğun da yok. arkadaşlarınla buluşmak isteyince trip atan kimse yok. sabahtan akşama işte, okulda sürekli ot gibi dibinde biten kimse yok. hayatını kendi istediğin gibi yaşayabiliyorsun. fakat, bu demek değil ki, istediğim her haltı yiyebilirim, nasılsa ruhu duymaz diye. işte bu noktada kişinin karakteri devreye giriyor. eğer sağlam, güvenilir bir bireyse, uzakta bile olsa, size olan aşkı sağlamsa zaten dönüp kimseye bakmaz. eğer pisliğin tekiyse, isterseniz aynı semtte yaşayın, yine gider sizi üzecek davranışlarda bulunur.

    mazoşist miyim acaba diye soruyorum kendime zaman zaman. sonra olmadığıma inandırıyorum kendimi. benim anlayışıma göre aşk, sokakta her gün gördüğünüz elele vıcık vıcık dolanan tiplerin yaşadığı şey değil. ne zaman ki uçsuz bucaksız bir deniz olsa karşımda, gökyüzüne baktığımda huzur veren bir mavi varsa, güneş bana ufukta göz kırpıyorsa, aklıma ilk gelendir aşk.

    özlersin. yokluğunda onu düşünürsün. geldiğinde yapacağınız şeyleri tasarlarsın kafandan. birbirinizin hayatına çok aşırı dahil olmadığınız için de ''o kız kimdi, niye facebooktan eklemiş seni?'' veya ''o çocuğu nereden tanıyorsun, sana bakışları hiç hoşuma gitmedi'' gibilerinden saçmasapan tartışmalar yaşamazsınız.

    ona olan sadakatin, aslında kendine olan sadakatindir. ona olan aşkın, kendine olan inancının ölçütüdür.

    hiç mi kötü yanları yoktur, elbette vardır. bazen herkes çiftken, sen tek olursun. çünkü o uzaktadır. yanında değildir. köpek gibi özlersin. özledikçe daha çok bağlanırsın. yanında geçirdiği vakit o kadar az gelir ki, zaman o kadar çabuk geçer ki...

    her ilişki gibidir bu da. artıları da vardır, eksileri de. ama unutulmaması gereken bir gerçek vardır ki, nasıl bir ilişki yaşarsanız yaşayın, aslolan aşktır.

    uzun zaman sonra gelen edit: köpek gibi özleniyormuş. kesin bilgi.
4717 entry daha
hesabın var mı? giriş yap