136 entry daha
  • oyunu piyasaya çıktıktan iki gün sonra falan aldım. o günden beri, yani yaklaşık bir aydır oynuyorum. serinin önceki oyunlarında yaptığım gibi, bütün misyonları tamamlamak ve toplanabilecek her türlü boku püsürü toplamak gibi bir saplantım olduğu için henüz sequence 9'un başındayım. oyunun ise %63'ü bitmiş durumda. elimde ahkam kesecek kadar done var. başlıyorum.

    --- spoiler ---

    oyun piyasaya çıkmadan önce sadece bir tane trailer'ını izledim ve çok az şey okudum. kahramanımızın connor adında bir amerikan yerli melezi olduğunu öğrendim. o kadar. dolayısıyla, oyunun haytham kenway ile başlaması ve sequence 5'e kadar da bu şekilde devam etmesi tuhaf şüphelere kapılmama sebep oldu. acaba yanlış oyun mu aldık lan? diye soracağdım ki utandım artık düşünün.

    neyse, doğduk büyüdük, avlandık, hamdık piştik falan filan. hikaye ile ilgili son bir yorum yapıp oyunun dinamiklerine geçeyim. oğlum bu homestead missionlar hiç yakışmamış be. ben ki az önce 20 tane templar çökertmişim. savaşta askerlere komutanlık etmişim, boston'da new york'ta ortalığı birbirine katmışım. frontier'de adımı duyan besmele çekiyor, ulan homestead mission olarak yaptığım görevlere bak: madencim avcı hatuna vurulmuş da gidip onların arasını yapmak için çiçek topluyorum, marangozumun hain çırağı takım çantasını saklamış da ben gidip onları buluyorum, arıza ormancılarım zırt pırt kavga ediyor, gidip onları ayırıyorum. oldu mu abi şimdi bu? oyuna ilk oyundan beri görev çeşitliliği adına bir çok müdahale yapıldı ama bu biraz bokunu çıkarmış. bu bağlamda encyclopedia of the common man olayına hiç girmiyorum bile. internetteki forumlar %100 synchronization yapabilmek için bunu da tamamlamaya çalışan zavallı ruhların ibretlik öyküleriyle dolu.

    neyse. dediğim gibi, gelelim oyunun dinamiklerine. yani motoruna, grafiklerine, oynanışına falan. valla diğer oyunlarda olmayıp da bunda olan böyle aman aman bir grafik ve motor farkı göremedim ben. anlayamadım yani. doğa çok güzel, ağaca tırmanabiliyor olmak gayet güzel. daldan dala maymun gibi gezip tozuyorum, adamın tepesine çöküveriyorum. zevkli yani.

    ama dövüşler çooooook zor olmuş laaaaan. her oyunda daha da zorlaştırıyorlar zaten bu dövüş işini. bir kere artık sürekli gardda kalmak diye birşey yok. ancak doğru zamanladığınızda gelen hamleyi savuşturabiliyorsunuz. onun da garantisi yok. önceki oyunlarda, delikanlı mısınız lan? firenze çocuğuyuz oğlum biz, alayınızı sikertirim layn, diye 20 kişinin falan arasına çok rahat dalarken, bu oyunda düşman sayısı 7-8'i bulduğunda hafiften yusuflamaya başlıyorum. hatta genellikle kaçıyorum veya benim çıraklardan çağırıyorum hemen.

    kısa kısa artılarını eksilerini yazayım da bitsin bu entry:

    artılar:

    - yapacak bir sürü görev var, oyun bitmesin istiyorsanız içiniz rahat olsun.
    - senaryo güzel, grafikler canavar gibi
    - naval missionlar güzel olmuş. hatta birisini yaparken arkada pirates'ın müziklerinden biri çalıyordu. duygulandım.
    - her ne kadar anlamasam da baya bi amerikan yerlisi dili var. şık olmuş.

    eksiler:

    - notoriety level 1 iken "wanted" posterleri haritada gözükmüyor. her seferinde "town crier" bulup rüşvet veriyorum.
    - hala çözülemeyen buglar var. land convoy attacked gözüküyor ama savunacak bir yer yok haritada.
    - para kazanma olayı bu kadar karmaşık ve zaman alıcı yapılmamalıydı.
    - medicine olayını bitirmişler. yaralandığınızda kendi kendine iyileşiyorsunuz ve bu dövüş sırasında çok uzun sürüyor.
    - hala elime oturan, ideal bir silah bulamadım. tabancayı neredeyse hiç kullanmıyorum. hatta ne idüğü belirsiz ve asla kullanmadığım ve kullanmayacağım bir sürü silahım var.
    - türkiye'deki tüm kopyalarda uplay passport ve activation code'lar çalışmıyor. aral game ile konuştum. haberler kötü. yeni bir psn hesabı açıp, yaşadığım ülkeyi ingiltere olarak seçmem gerekiyormuş. bildiğin kepazelik
    - eski oyunlarda guild challenge'ları tamamladıkça silah falan veriyordu. ödülü vardı yani. artık bi boka yaramıyor.
    ---- spoiler ---

    ben ezio'yu özledim.

    ezio özlemine dayanamayıp tekrar revelations oynadıktan sonra gelen edit: üçüncü oyunun oynanış dinamikleri konusunda resmen hakkını yemişim. ilerlemek, koşmak, atlamak, zıplamak falan kesinlikle daha kolay ve kullanıcı dostu olmuş. oyunun en büyük artısı bu. yani karakteri yönetmek çooook daha kolay.
134 entry daha
hesabın var mı? giriş yap