111 entry daha
  • dünya üzerinde var olan tüm kavramlar içerisindeki en büyük illizyon olan vasat kavram. hiç unutmam lise 2. sınıftayız. okulda minyatür kale futbol turnuvaları var. çok iyi topçu değilim ama top geçse adam geçmez beni geçse o ayağı eline veririm mentalitesinde yaşardım o yıllarda. çok güzel goller mi atardım yok, çok güzel çalım mı atardım asla ama beton zeminde ne karşımdakine ne kendime acır direkt adamın ayağına kayardım mascherano stayla. neyse dörde dört takımlar zaten tm sınıfıyız sınıfta var 6 erkek. takım için büyük rekabet yok yani. öyle böyle ilk maçı kazandık asisti de yazdım. ikinci maç sınıf öğretmenimizin dersine denk geliyo adam tüm sınıfa izin verdi maçı izlemesi için. insan aynı anda iki kıza aşık olur mu? olur mu bilmem ama ben olurum hacı. ikisi de maçımı izleyecek. başladık maça daha bismillah demeden bizim elemanlardan biri halen motivasyonunu amacını çözemediğim bi şekilde ortada en ufak bi durum yokken rakibe kafa atıp kırmızıyı yedi. haydi bismillah zaten rakip çıksalınlı messi, kasımpaşalı ronaldo takviyeli okulun en güçlü takımı biz dakka 5 kaldık 3 kişi. anında yazdı adamlar tabi golü gayet rahat bi biçimde. ulan ileri çıksan bi türlü çıkmasan bin türlü zaten üç kişi kalmışın, bi adam zaten kale önü forvetimiz iyi allahtan ama adam yalnız ne yapsın neyse ikinci golü de yedikten sonra sikerler diyip direkt daldım rakip ceza sahasına. herkesin umudunu yitirdiği bi anda gelişine tüm gücümle imanın gücüyle vurdum topa.

    kodumun topu kalenin 25 metre yukarsına çıktı ki hatırlatırım kale minyatür. neyse ulan rezil olduk, kızlar da izliyo düşünceleri arasında rakip kaleci başlattı oyunu. çıksalınlı messi tam topu ayağına aldı ulan zaten maç gitti bari adamı biçelim de karılara karizma olur ayağına adama direkt çift daldım. tabii hakem direkt kırmızıyı verdi. böyle artist tiripler lebron james stayla isyankarlığı arasında sahadan çıkarken hakemler 2 kişi kalan takımın(ki okul tarihinde ilkmiş) maçın hükmen mağlubü seçilmesine karar verdi. neyse biz ibne hakem, penaltımızı yediler, kart da kart değildi bak vs vs kaybeden ağlaklığıyla sınıfa giyinmek için çıkarken sınıf hocamız kesiti önümüzü. ve hayatım boyunca unutamayacağım bi ayar ve felsefe hediye etti bize;

    - lan nasıl adamlarsınız lan siz birebirde yoksunuz, koşma yok kovalama yok nerde artistlik nerde karı kıza şirin görünme çabası orda siz. lan sen nasıl bi adamsın yavşak(ilk kırmızı kart gören adama) rambo musun oğlum sen arıza mısın karı kız mı kaldıracan böyle mal hareketlerle. sen ne ayaksın lan(bana) hayvan gibi şut çekmeyi yediremeyip kırmızı kart görünce karizma mı olacan adam mı olacan lan. karizma ne lan karizma diye bişey mi var lan. sıçan bi varlık karizma olur mu? sonra bla bla bla bi saat konuştu ama sıçan bi varlık cidden karizma olur mu lan? sorusu üzerine çok düşündüm ben. o zamana kadar nasıl göründüğüm en önemli derdimdi. ama en karizma insanın bile kütür kütür pötür pötür sıçtığını düşününce harbiden niye karizma kasıyorum dedim. o günden sonra hayatım boyunca hiç karizma görünmek için yapmak istemediğim şeyler yapmadım, gitmek istemediğim yerlerde olmadım. karizma kastığım yıllarda yüzüme bakmayan kızlar ipimle taşşağım sikimle uşağım mentalitesinde dolaştığım günlerde köpeğim oldu.

    sözün özü karizma parfüm satmak isteyen, araba satmak isteyen sikko reklamcıların uydurduğu soyut bi kavramdır. sıçan bi varlık karizma olmaz olamaz istediğiniz kadar kasın en fazla giden günleriniz olur.
64 entry daha
hesabın var mı? giriş yap