sen aydınlatırsın geceyi
-
film yere saçılmış parçalar gibi. o parçaların bazısında çok güzel resimler var kabul, ama parçaları toplayıp bütün yapmaya yönetmenin gücü yetmemiş, seyirciye de dolayısıyla "halimi anla. filmi de anla yahu işte" demiş. seyircinin bir kısmı "bu parçalar bana yeter" diyecek, bir kısmı anlamadığını çaktırmamak için "olmuş" diyecek. ama olmamış.
film onur ünlü nasıl konuşuyorsa öyle. yer yer komik, yer yer derin, kah güldürüyor, kah melankoliye kaptırıyor (gibi oluyor), fakat kompozisyon yok, hikaye anlatımı sıfır! keşke onur ünlü kendine iyi bir "storyteller" bulsa, onunla otursalar, hikayeyi birlikte işlemeye başlasalar ve son olarak tek başına çekse... bakalım, belki o da olur.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap