2 entry daha
  • hakkında bir de şöyle bir yorum bulunan şahıs:

    "80'li yılların başında türkiye'nin en seçkin genç iş adamlarından olmaya hazırlanırken askere gidince, yokluğunu fırsat bilen ortakları ve vekalet sahiplerinin korkunç ihanetiyle her şeyini kaybetmiş, sonraki yıllarda itibarını geri kazanmak için deliler gibi çalışmış ve içine tıkıldığı tüm ızdıraplardan tırnaklarıyla kazıyarak çıkmasını bilmiş muhteşem bir aile babası. türkiye'nin en radikal liberali ve fakat belki de en vatansever entelektüeli. 28 şubat sürecinde fikirleri yüzünden kaleminin elinden alınması ve yıllar önce ihanetine uğradığı dostlarının ayıplarından suçlu ilan edilmesi yetmezmiş gibi, dürüstlüğü karşısında komplekse kapılan meslektaşlarının bin türlü iftirasına maruz kalan "kırgın ve fakat bağışlayıcı" adam. çocuklarını iyi okutmak ve 16 yaşından beri aşık olduğu eşini mutlu etmek için akıl almaz riskleri omuzlamış, en acı günlerinde bile gülümsemeyi ve herkesi gülümsetmeyi başarmış, içine attığı acılarla geçirdiği kalp krizine karşı zafer kazanmış ve fakat karşısındakini ezen iyiliği, tehlikeli boyuttaki dürüstlüğü, delicesine sadakati ve sevdiği herkese sınırsız güven duyması yüzünden sonunda hep en büyük kaybeden olmak zorunda kalmış "umut" insanı. türk ekonomisinden uluslararası diplomasiye kadar yaptığı hemen hemen bütün tahminler tutmuş ve fakat 28 şubat'ın ardından uğradığı korkunç karalama kampanyası sonucunda itibarı gaspedilmiş, o da kendisini "herşeyi önceden görmekle ödüllendirilip kimseyi buna inandıramamakla lanetlenen mitolojik kahraman kassandra"ya benzetmiştir. ekmek alacak parasının olmadığı günlerinde bile kitap almak için ceketini satmaktan çekinmez. 1994'te yayınlanan ve fakat dağıtımı gerçekleştirilmediği için tarafımdan kadıköy sahaflarının raflarına "gizlenen" kitabı "bu ülkeyi cahiller yönetiyor" da savunduğu mekanizmalar bugünün gündem maddeleri haline gelmiştir. kısa cümleler kurar. hiç abartısız, onbinlerce fıkra ve anektod bilir. tansu çiller'in fikirlerini sever; o fikirlere yön vermeyi de öyle. ama çiller'in siyaseti bilmemesini ve becerememesini hep tepkiyle karşılamıştır. onu tanıyanlar, tansu çiller'i en muhalif yazarlar dahil hiç kimsenin onun kadar zorlamadığını, onun kadar sert ve acımasızca eleştirmediğini bilirler. tek isteği kendini ifade etmektir. hayattan tek beklentisi her geçen gün daha çok öğrenmektir. ülkesini en az ailesi kadar sever; onun için ailesinin geleceğini tehlikeye atmaktan, itibarsız kalmaktan, küfre ve iftiraya uğramaktan asla çekinmemiştir. sever, sevgisini belli eder, çok çabuk affeder, hiç affetmedikleri için bile iyi şeyler yapmak için didinip durur. birlikte çalıştığı herkeste hayranlık uyandırmasına karşın, belki biraz da, genç yaşında katıldığı anadolu rock grubunun vokalisti olarak daha 20'sine gelmeden egosunu alkışla inşaa ettiği için bazı şeyleri gururuna yedirmekte güçlük çeker. ama yaptığı her işi en iyi yapma ihtirasıyla dolu olduğu ve içinde bulunduğu kurumları (ailesi dahil) hep kendinden daha önemli tuttuğu için "çatırdayarak" eğildiği de çoktur. özetle, hiç tartışmasız, 25 yıllık ömrümde en sevdiğim insan ve en kızdığım haliyle bile her şeyiyle hayran olduğum tek isimdir. 1960 darbesinde demokrat partili olduğunu gizlemediği ve darbe yasalarına küfür ettiği için tutuklanıp bütün serveti elinden alınan kunduracı dağlı necdet ile çeşmeköy ağasının güzel kızı lütfiye'nin oğludur. dedelerinden biri pehlivan ağası, diğeri ise türkiye'ye gramafonu ve transistörlü radyoyu ilk getiren ağalardandır. oğlu da salyalar saçan bazı garibanlara tükürdüklerini yalatan ilk türk olacaktır."
306 entry daha
hesabın var mı? giriş yap