3 entry daha
  • çocuktan azcık daha büyükken yani hayatımı anlamaya başladığım yıllarda hep mutsuz olacağımı düşünürdüm. çevremde dört dil konuşuluyordu. türkçe kürtçe arapça ve zazaca. ben ise hiçbirini tam olarak bilmiyordum hepsinden az az, hep yabancı gibi herkese. okulda kürtçe kelime kullandığımızda aşımıza cetveli yiyince ya da sopayı evlerimizde anne ve babalarımız türkçe konuşmaya karar vermişti. öyle öğrendik ben ve çocukluk arkadaşlarım bir dili diğerlerinden daha iyi. sonra o azcık bildiğimiz diğer dilleri unutmaya başladık. kürtçe en az unuttuğumuzdu çünkü ne kadar istese de bir türlü kürtçe dışında bir dil konuşamayan büyüklerimiz vardı. neyse en sonunda kürtçeyi de unuttuk. birkaç kelime kaldı yalnız hafızamızda. hatırladığım birkaç kelimeden oluşan bir anadilim vardı. öksüz değildim ama eksiktim hep. tıpkı şu an bu başlığın altına kendi dilimden bir şey yazamamanın acısı gibi bir acı ya da burukluk hep içimde. kürtçe entry yoksa eğer bu sözlükte ya da yeterli derecede yoksa bu benim ayıbım değil. ben dilimi beynimden çıkarıp çöpe atmadım bana zorla ve hileyle unutturdular. şimdi kendi ana dilimi konuştuğumda bile hep yabancı bir dille konuşuyorum...
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap