5 entry daha
  • kendim hususi olarak tercuman gazetesi okumadigimdan, okuyacak olsam da bulamayacagimdan marje araciligiyla elime gecmis yaziyi buraya aktarmak ve gordugum kadariyla turkiye'de son gunlerin populer mevzularindan biri olan "cerkezce talebi" (mesrebinize gore sonunu unlemli kullanabiliyorsunuz) hususunda ne kadar desteksiz ve bir o kadar da maldeynegi yorumlar yapiliyor oldugunu paylasmak istedim. yaziyi erdal guven yazmis, lakin gorunuse bakilirsa bir degil iki adet erdal guven var, birisi hala oyle mi degil mi bilemedigim bir radikal yazari, digeri ise afacan biri oldugu iddia edilen hurriyet yazari. bu ikisinden hangisi, yoksa bagimsiz bir ucuncu ten mi oldugundan emin olamadigim sayin guven'in esinden arap ati gibi bahsettigi yazisi asagida [] parantezi icine alinmis yorumlar ise ben sahsen kendime ait:

    çerkezler ve etnik ayrımcılık
    26.12.2003

    "çerkez'den kız alacaksın, fakat çerkez'e kız vermeyeceksin' der atalarımız.
    ben de atalarımızın bu öğüdüne uydum ve 12 sene önce bir çerkez kızıyla evlendim. hem de öyle sadece annesinin babası veya
    babasının anneannesi çerkez değil. yedi göbekten çerkez."

    [yazara bravo diyerek yorumuma baslasam beni kimse yadirgamaz herhalde; o da bu mukemmel cifte standardi yazarin kimse sormadan bizlerle paylasmasina diyecek baska bir sey bulamadigimdan: "bakiniz asla ve kat'a kendi kizim olsa vermeyecegim bu cerkes milletinden ince belli beyaz tenli genleriyle soyumu duzeltecek kizi nassil da kaptim" deyisi ne kadar samimi . devaminda ise "sevgili es"inden arap ati gibi, bbc en guzel kopek yarismasina katilmis 12 kusak soyu belgeli cocker spaniel gibi bahsetmesi goz yasartici, kadikoy'de adina bir turlu anlam verilemeyen ve icinde mutemadiyen killi ve atletli bir takim adamlarin kol gezdigi romantik cafe oraninda his dunyasina hitap ediyor.]

    "sevgili eşim hülya sayesinde, çerkezler'i tanıdım. kendi halinde
    yaşayan, etliye sütlüye karışmayan ve türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyan bir topluluk çerkezler."

    [oncelikle sunu soylemeliyim ki biri benim icin ovmek maksadiyla "etliye sutluye karismayan" yorumunu yapsa ben yorumu yapan sahsin agzini yuzunu kirarim* sayin okuyucu. bireysel kimligi gelismis her insanin da benimle ayni hisleri paylastigindan emin olmak istiyorum. ne demek ulan etliye sutluye karismamak? boyle meziyet mi olur? bir ulke vatandasi koyun oldugu oranda mi "vatansever"dir? onune ne konsa yedigi paydada mi "bu vatanin evladi"dir? kaldi ki turkiye cumhuriyeti vatandasliginin etnik kimlikle ne gibi bir alakasi olabilmektedir, misal amerikan vatandaslari kendilerini kizilderili mi sanmakta, cocuklarina gokkusagi, yakari isimlerini mi koymaktadirlar?]

    "ancak son zamanlarda ortaya atılan çerkezce saçmalığının nedenini inanın
    çerkezler bile anlamıyor."

    [haddi yaa? sakin bu "herkes"i olusturan "cogunluk" biri seceresini bizlerle paylastiginiz esiniz olmak uzere ihtimal cocugunuz ve belki enisteniz, baldizinizdan olusan 3 kisiden meydana gelmis olmasin*? zira hepimiz (ben ve iki arkadasim) biliyoruz ki saglikli bir genelleme icin gerekli ornek sayisi ortalama insan icin 3'tur. 3 kisiden duyulan herhangi bir seyin diger sahislara "herkes oyle diyor abi" seklinde aktarilmasi cogu kimse icin beis duyulacak bir is degildir.]

    "birkaç kendini bilmez köy delikanlısının kahve sohbetleri, sanki bir hareketin başlangıcı gibi gösterilmeye çalışılıyor."

    [buradaki "birkac kendini bilmez koy delikanlisi" taniminin kafkas dernekleri federasyonu baskani muhittin unal'a -ve tahminim diger dernek uyelerine- denk geldigini tahmin ediyorum. diger ihtimal ise sayin muhittin unal'in pilli bebek olmasi ve birkac koy delikanlisinin kahve sohbetlerini papagan gibi bize tekrarlamasidir ki, highly unlikely. cerkesce egitim kurumu, dil kursu, dernek ve buna benzer bir cok kurum "vatandas turkce konus" kampanyalari (ve daha evvelinde 20'li yillarin sonundaki millilestirme politikalari) doneminde kapatilmis, bir daha eski ivmesine ulasamamistir. cerkeslerin aniden 2003 senesinde "aa bir egitim yapsaydik, abhazca felan, ne tatli olur" diyerek hallenmis olmalari ihtimali uzerinde durmak nasil bir sabalakliktir, tahmini benim hayalgucumu zorluyor.]

    "batı kulübü üyelerinin türkiye'yi bölmek için oynadıkları ilk oyun değil aslında bu."

    [tabii paranoyak olman takip edilmedigin manasina gelmez degil mi? neyse, bu mevzuya daha evvelki nihal atsiz temali yorumumda deginmistim, konuyla ilgili siir yazmak, mani duzmek, bade dizmek, sek sek sekmek onerim hala gecerli.]

    "güneydoğu'da kürt sorunun yoğunluğunu kaybettiği bir dönemde bazı aklı evveller rum pontus cumhuriyeti ve lazlar'ı birlikte tutmaya çalışmışlar, ancak karadenizli vatandaşlarımızın aşırı tepkisi karşısında bu bölücü girişimlerinde başarılı olamamışlardı. aynı güçler şimdi de çerkezler üzerinde aynı oyunu oynamak istiyor. ben, eşim ve onun çevresinden biliyorum; hepsi türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyorlar. onlar için vatan, türkiye cumhuriyeti. başka vatan aradıkları da yok."

    [yazar farkinda mi bilemiyoruz tabii ama bu iddianin is icin almanya'ya gocen (ki burada bir baska uzerinde durulmasi gereken nokta da almanya'ya gocen turk vatandaslarinin kendi istekleriyle bu ulkeye yerlesmeleri, "zorunda kalmak" gibi bir kavram maddi olanaksizliklar baglaminda kabul edilebilecekse de de kimsenin kendilerini olum tehdidiyle yollamadigidir) turk vatandaslarinin torunlarininin ve onlarin cocuklarinin kendilerini tamamen cermen irkina mensup kabul etmeleri, turkiye diye bir ulke ile ilgi ve alaka kurmamalari, turkce konusmaya burun kivirmalari ve kokenlerini sonuna kadar inkar etmeleri ile hic bir farki yok. almanya vatandasi olduklari icin toplumsal alzheimer'a yakalanmalari icap etmiyor sanirim. ben kimsenin dedesinin yahut dedesinin babasinin geldigi bir ulkeyi sifir noktasi kabul edecek, oncesini tamamen silecek ve atalarinin geldikleri topraklari yok sayacak kadar soysuz olduguna inanmak istemiyorum.]

    "şimdi işe etnik olarak bakıldığında baba tarafımın ataları oğuzların zor boyundan. artvin yusufeli'ne yerleşip zorhane kavimini oluşturmuşlar. zaten dedemin doğduğu köyün adı da zorhane."

    [bu noktada sayin guven'in bizi kendi aile gecmisi ile neden onurlandirdigini bilemiyoruz. herhalde oguzlarin zor boyundan geliyor oldugu gururuyla kabina ve bendine sigamayip tasmis olsa gerek. oysa ki bundan bize ne? bana daha dun rehavet beyin aktardigi turkiye genelinde cogu kisinin 4 kusak evvelsine gidememesi ve fakat hemen herkesin "oguzlarin kayi boyundan" geldigine yurekten inanmasi detayini boyle canli bir ornekle sundugu icin tesekkur ediyoruz, on puan on puan on puan bir on puan daha ve kirk puanla sampiyon olarak evine yolluyoruz. o neyse de, anne tarafi atlanmis, yoksa o oguzlarin zor boyundan degil mi? oh fakat!]

    "eşim de hem anadan, hem babadan çerkez. ama yeri geldiğinde benden daha hızlı bir türk milliyetçisi. özellikle konu türkiye olunca kimseyi tanımaz. ben onun yurt dışında türkiye için yaptıklarını bilirim."

    [brrravo. hem ne anadan babadan, esiniz yeddddi kussak cerkez sayin guven? hem onunla yetinmez yirmi kisinin sekizini yapar tahmin ediyorum? bu cumlede yeddddi kusak cerkez esin turkiye disinda neler neler ispanakli kofteler yaptigi ve cerkez falan olmasina ragmen esasen zorhane koyu dogumlu bir oguzlarinzorboyu kisisi kadar turrrk oldugunu anliyoruz. cok mutlu oluyoruz. neler neler yaptigini detayiyla ogrenemedigimizden biraz icimizde kaldiysa da bunu bir dahaki yaziya hararetle bekledigimi eklemeden gecmeyeyim. bir ispanakli kofte olayi varsa tarifini alacagim, herhalde yurtdisinda turkiye icin cerkez tavugu falan yapmamistir?]

    "bir çerkez ama, türk vatandaşı olmaktan onur duyuyor. zaten çerkezce konuşmak gibi bir isteği de yok. ama geleneklerini düşük yoğunlukta da olsa sürdürmek istiyor. anneannesinin köyüne gittiğinde çerkez düğünlerinde kafkas halk dansları yapmaktan veya çerkez yemeği yemekten çok memnun."

    [esinizin cerkezce konusmak gibi bir istegi olmamasi yine ayni saglikli genelleme sayisi kuralina gore ne yazik ki bir norm olusturamadi, 5 milyona yakin kisinin 2.6 milyonu ile gorusup tekrar deneyiniz. geleneklerin "dusuk yogunlukta" surdurulmek istenmesi de ne kadar duzgun, ne kadar cici; yazinin basindaki "etliye sutluye bulasmama" kavrami boylece erdal guven kelime haznesiyle ozetlenmis oluyor. 12 ya da yedi kusak cerkez es haluj yiyor, kafe oynuyor, gerdan kiriyor bununla yetiniyor. ve fakat bundan bize ne? yazar olmasindan kelli edebiyatla da ilgili olmasini -o da niyeyse- bekledigimiz bir insanin diller konusunda bu kadar duyarsiz olmasi sadece politik aymazligindan kaynaklaniyor olabilir mi? dunyada "endangered languages" adi altinda listelenmis, her sene unesco ve dunya linguistik federasyonu gibi kurumlar tarafindan avaz avaz duyurusu yapilan bu listede kuzey kafkas dillerinden birden fazlasinin her sene yer aldigi detayini ben mi buradan ogretmeliyim? hadi canim? halk dansina izin verilismesinin sebebini de turistik yorelerde avrupali agirlikli turiste en guzel, en zarif gelen, "bakin ne kadar seyiz, kizlarimiz kugu gibi, erkeklerimiz hopluyor zipliyor, biseyler biseyler" denmesine olanak veren kafkas danslarinin agirlikta olmasi ile acikliyorum. bakin acikladim.]

    "ne yalan söyleyim çerkez düğünleri olmasa da çerkez yemekleri benim de ilgimi çekiyor."

    [ah mais oui mon cher. neyse bir dahakine cerkez kizi alirken dugunu turk usulu yaparsiniz da yemekleri kaynanadan rica edersiniz. oyle adam cikiyor, kadeh kalkiyor, konusuyor monusuyor, bunlar bize ters, turk genci tanismak ister, ve dahi kiza nikahi bastiginda oynama sikidim sikidim'la cosmak ister, zaten akordeon da ne kadar kafa siken bir enstruman degil mi?.]

    "ne yani şimdi birkaç kendini bilmez cahil çerkez delikanlısının dolduruşuna gelip çerkezler'e sırt mı çevirelim? unutulmamalıdır ki çerkezler birinci sınıf türk vatandaşıdır. kendilerini sözde milliyetçilik oyunlarıyla türkiye'den ayırmaya çalışan bölücü zihniyete en güzel cevabı yine çerkezler verecektir."

    [birinci sinif turk vatandasi olunabildigine gore benim ve tahminim herkesin de aklina su soru gelmistir: ikinci sinif turk vatandasi da mi var? varsa kimler mesela? ucuncu sinif da olmak mumkun mu? bu siniflandirmaya neye gore karar veriliyor, alfabetik olabilir mi? (c harfi epey baslarda diye ben bunu tahmin ettim) kaldi ki turkiye ile cerkeslerin cografi bagi ne merkezde ki cerkesler "soyle bir ayrilalim artik" dediklerinde turkiye'nin hangi bolgesini alip gidecekler? uzunyayla'ya ozerk beylik mi kurulacak, duzce'ye prenslik mi insa edilecek? benim verecegim cevap yukarida yer aliverdi bile, siz de kendinize gore verin, veristirin.]
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap