6 entry daha
  • modern türkçe incillerde derlemeci olarak çevrilen eski ahit kitabı.

    ibranice's koheleth (ya da qoheleth) olan ecclesiastes kelimesi toplayan (ama kalabılıkları toplayan, konuşmacı), vaiz..vb gibi anlamlara geldiği düşünülen bir kelime. bu kitabın adını (google a göre) bazı türkçe incillerde derlemeci olarak görüyoruz. kelime olarak derlemeci olsa da anlamı öğretmen ya da vaiz olmalı imiş. (wiki'ye göre).

    incildeki 4 şairane kitaptan biridir. oldukça bilge, bayağı zen, varoluşçuluk ve nihilizm arası gidip gelen insanın okudukça okuyası gelen bir kitaptır (naçizane görüşüm, tartışılabilr). sufizm ve budizmdeki "nefes" anlamında, her şeyin bir dem olması, gelip geçiciliği ve önemsizliği üzerine yazılmış önemli bir eserdir. bu yer yer "kabulleniş" yer yer "gözlem" olarak yorumlayabileceğimiz her şeyin boş olduğu gerçeği allah'a duyulan bir inançla birlikte verilmektedir. yalnız bazı incil araştırmalarna göre de allah'la ilgili kısımlar sonradan eklenmiştir. yazarın bu konuda gerçekten vurgu yapmadığı düşünülmektedir. bu tür bir okuma oldukça da ateist bir metin çıkarabilir.

    insan doğası, insanların kötücüllüğü, yaşamlarımızda olup bitenler bir nevi tavsiye/öğreti niteliğinde tartışılmıştır. yazarı konusundaki tartışmalar benim kendi açımdan ne tarihi ne dini olarak önemli, bu yüzden çok iyi bilemiyorum bu tartışmamları. ancak kim tarafından yazılmışsa yazılmış olsun, her dinden insanın ve her dinsizin okuyup rahatlıkla takdir edebileceği güzellikte ve bilgelikte bir eserdir.

    çoğu kişinin bildiği en ünlü pasajı türkçe'ye (modern incillerde) şöyle çevrilmiş (googledan bulunan bir incil):

    ecclesiastes bölüm 3
    "her şeyin zamanı var

    1 her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.

    2 doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.

    dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.

    3 öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.

    yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.

    4 ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.

    yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.

    5 taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.

    kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.*

    6 aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.

    saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.

    7 yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.

    susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.

    8 sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.

    savaşın zamanı var, barışın zamanı var."

    * ecclesiastes 3:5 kanımca bu çeviri gerçekten hatalı. bir çok modern ingilzice "meal" e göre bu dize şu analma gelior "kucaklamanın zamanı var, sırtını dönmenin zamanı var." benim anladığım da böyledir, fakat tabii belki de gerçekten başka bir insanla sarılıp sarılmamak (iyi geçinme, küslük zamanalrı) manasını taşımaktadır. ama ben öyle bakmıyorum. bir meseleyi/durumu/duyguyu kucaklamak vs. biraz rahatlamak, peşini bırakmak, sırtını dönmek vb olarak görüyorum. çok büyük edebi eleştirmenim ya.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap