21 entry daha
  • 1983 tarihli son yilmaz guney filmi. fransa hukumetinin de destegiyle fransa'da cekilmistir. yilmaz guney'in senaryoyu turkiye'de cezaevinde bulundugu donemde kaldigi hapishanede yasayan cocuklarin isyanindan esinlenerek yazdigi soylenir. filmin sonunda da, bunu destekleyecek bir mesaj gecer ekrandan zaten.
    12 eylul darbesi sonrasi sol kesimin icine girdigi umutsuzluk ve hayal kirikligi, yilmaz guney'i de es gecmemis, kendisi muhtemelen yaptigi en cig ve sert filme imza atmistir "duvar" ile. arkadas filminden sonra, butun asamalarinda ugras verdigi ilk film olmustur ayrica "duvar".
    film, buyuk olcude adi suclardan yatan gariban cocuklarin, genclerin bulundugu, sefaletin, eziyetin, dayaklarin, kotu muamelenin girla gittigi dorduncu kogus cevresinde donuyor. fakat, gerek yilmaz guney'in politik durusunu belli ettigi, siyasi mahkumlarin on planda oldugu sahneler, gerekse nisbeten daha rahat kosullarda yasayan koca katili, fahise, solcu ogretmen gibi kadin mahkumlar, hapishanede dogmus buyumus ve okula baslamaya hazirlanan kiz cocugu gibi tiplemelerle, hapishanenin genel durumu hakkinda iyi bir izlenim de ediniyoruz. onlarca korkunc gardiyan icinde de, tuncel kurtiz'in oynadigi "ali emmi" tiplemesi, tek sempati duyulabilecek gorevli olarak karsimiza cikiyor. zaten, onun da sonu pek hayirli olmuyor.
    baskilardan yilan ve tek umutlari, daha iyi kosullarin oldugunu duyduklari buca cezaevine gonderilmek olan cocuklarin, once normal yollardan dilekce ile dertlerini duyurmaya calismalari, bu tesebbusun basarisizlik ve utancla sonuclanmasi uzerine baska yollar aramaya baslamalarini ve isyana kadar gitmelerini konu aliyor film. amator oyuncular yer yer siritiyorlar. gerek diyaloglarda hakim olan garip ve uygunsuz kelime vurgulari, gerekse zaman zaman yaptiklari el kol hareketleri ile biraz musamere havasi veriyorlar filme. filmin en onemli eksisi de bu bence.
    filmde resmedilen turk hapishane yasami, bir midnight express'deki kadar korkunc. [ bu arada aklima gelmisken yazayim: ingilizce'de "korkunc, yasanmaz yer" anlaminda kullanilan ve dile iyice yerlesmis turkish prison deyimi var] ustelik o filmde eksik olan, "siyasi mahkum" [filmdeki cezaevi gorevlilerin deyisiyle anarsist'ler] boyutu da, bu filmde isin icinde. dolayisiyla, duvarlara yazilmis devrim vs. icerikli siirler, orgut isimleri [ film cekildiginde daha henuz pek taninmiyor olsa bile pkk bile bunlara dahil], saz calan solcu tiplemeleri, lider resimleri [ibrahim kaypakkaya], avlu izinlerinde siyasi mahkumlarin yaptiklari antrenmanlar, soyledikleri marslar, filme damgasini vurmuyor belki ama 70'lerin sag/sol catismalarini yasamis/duymus insanlarin anilarini tazelemelerine, belki de benim gibi tuylerinin urpermesine yol aciyor. sirf bunlar da degil tabii, o donemin trt radyosu sinyal muzikleri [biri, filmin basinda ve sonunda duyulan nilufer'in git git isine sarkisinin muzak hali], banka ve banker reklamlari [filmin sefaleti ve umutsuzlugu ile iyi bir kontrast olmus], diger sarkilar, turkuler, kiyafetler, duruslar, biyiklar, insani alip 1981 yilinin ortasina firlatiyor. bizler minik dunyamizda yasayip giderken, belki de yakinlarimizda bir yerlerde olup bitenleri dusundurup garip bir huzne yol aciyor.
    son bir not: bu filmin cekimi sirasinda, yilmaz guney'in iyi oynayamayan amator cocuk oyunculari pataklamasi[huger'in uyarisi: guney, aglayamayan cocuklarin gozlerine limon sikiyormus, bu da bayagi yaratici bir yontem dogrusu], bir donem hadi uluengin, serdar turgut gibilerin agzina sakiz olmustu, gercekliginden emin degilim gerci.
324 entry daha
hesabın var mı? giriş yap