103 entry daha
  • kendisine atfedilen bir alıntıda albert einstein şöyle der:

    "it has become appallingly obvious that our technology has exceeded our humanity."
    yani, "artık açık olarak görünmektedir ki teknolojimiz insanlığımızı geçmiştir." ya da başka bir deyişle "oha oha, adamlar neler yapmış!"

    teknolojinin -özellikle de sosyal medya yoluyla-, gerçek kalabalıklardan kaçıp sanal kalabalıklarda hayat bulan korkunç bir yalnızlar ordusu yarattığı ve insan olmaklığımızdan gelen hasletleri çoktan aştığı fikrine katılıyorum. zaman içinde hepimiz yalnızca sanal dünyalarda mutlu olabilen yalnız insanlara dönüşecek ve bunu fark ettiğimizde çok geç olacağından kendimizi içinde bulacağımız ölümcül yalnızlığımızla başbaşa kalacağız. yoksa bu teknoloji bize bol mu geliyor kuzum?

    film bu açılardan çok üzdü, korkuttu ve karamsarlığa itti beni.

    google'ın bana "bunu mu demek istediniz" diye sormasından, gmail hesabımı kontrol ettiğimde, gmail'in bana "yeni e-posta yok, günün keyfini çıkarın" demesiyle mutlu olabilen, bir otel odasına girip televizyonu açtığımda "otelimize hoş geldiniz, iyi tatiller dileriz" diye selamlanmaktan, hadi hepsini geçtim, en basitinden karşıdan karşıya geçerken "lütfen bekleyiniz, lütfen bekleyiniz, lütfen bekleyi...şimdi karşıya geçebilirsiniz" diye yönlendirilmekten ya da "ka-kart yüklemeniz gerçekleşmiştir" cümlelerini duydukça içinde yaşadığımız yüzyıla kısmen yakışır derecede "makineleşmiş" olmaktan dolayı gururla karışık üzüntü duyan bir insanım. bir yandan, odanın sıcaklığına göre kendini ayarlayabilen bir ısıtma sistemine sahip olmayı istiyor, içine attığım çamaşırın türüne göre suyu ve deterjan miktarını kararlaştırabilen "fuzzy logic" ürünü bir çamaşır makinesine para verebiliyor, bir yandan, eve gelirken klimama sms atıp ben ulaşana kadar 24 dereceye yükselmesini sağlamaktan hoşnut olabiliyorum. fakat tüm bunlar bundan birkaç yüzyıl sonra insanlığın ulaşacağı teknoloji seviyesini düşündükçe bir yandan korkutuyor beni ve o devirlerde yaşamayacak olmaktan dolayı sevinebiliyorum da. teknolojinin insanlığı geçmesini istemiyorum sanırım.

    --- spoiler ---

    filmi kendime göre dört bölüme ayırdım, ilk bölümde beni sarıp sarmalayan, ikinci bölümde heyecanıma zirve yaptıran film, üçüncü bölümde beşinci kattan atar gibi aşağı indirip hafiften sıkmaya başladığı anda son bölümde nefis bir finalle kendine yakışır şekilde tamamlanıyor. son zamanlarda izlediğim en -ne desem- şirin, naif, çarpıcı ya da iyi filmdi.

    bunlar dışında, "bir bıyık bir insana ne kadar yakışmaz" sorusunun cevabını da bu filmde bulduğumu söyleyebilirim. joaquin phoenix'in karakteristik dudak yarığını kamufle etmek ve ona farklı bir tip oluşturmak için böyle bir fikir kimden çıktı bilmiyorum ama ben pek tutmadım bu bıyık meselesini, çok tırmaladı gözümü.

    samantha seslendirmesinin scarlett johansson tarafından yapıldığını filmden sonra öğrendim, film boyunca bana "zenci gırtlağı" gibi gelmişti o buğulu ses. ona ait olduğunu öğrenmek ciddi sürpriz oldu.

    filmdeki detaylara çok takılmayacağım, çünkü bence yönetmen de onları yüzeysel bırakarak dikkatimizi karakterlerin duygu yoğunlaşmalarına vermek istemiş. yoksa kılık kıyafetlerin bu derece özensiz oluşuna muhakkak bir kulp bulabilirdim, görmezden geldim. arada sırada görünen flashback'ler hoşuma gitti ama en çok sevdiğim iki sahne: theodore'un metro girişinde oturup samantha ile sohbet ettiği duygusal sahne ve evinde yatağa uzanıp samantha ile ayrılık konuşması yaparken güneş ışığında havada uçuşan toz zerreciklerini izlediğimiz sahneydi.

    filmin sonunda tebrik etmek istediğim bir kişi varsa o da "lan yoksa intihar mı edecekler" diye ödümüzü bokumuza karıştırıp iki "gerçek" insanın "gerçek" bir manzaraya bakarak "insan" oluşlarıyla filme final yaptıran senaristtir. diğer türlü bitseydi depresyonlardan depresyon beğenirdim kendime zaar. ayrıca samantha'nın attığı kazıkla os1'in ne olduğunu da çözdük böylece: orospu seyhan demekmiş. ie'den sonra en çok küfrettiğim işletim sistemi oldu kendisi, tebrikler.

    entry'ye albert einstein'la başlayıp orospu seyhan seviyesinde bitirdiğim için kendimi de ayrı olarak tebrik ediyorum.

    --- spoiler ---

    kısacası çok güzel film, izleyin.
685 entry daha
hesabın var mı? giriş yap