427 entry daha
  • oliver stone, natural born killers'tan bahsederken şöyle der:

    “alternatif ya da yıkıcı düşünceler oldum olası dönemin göstergeleri ile çatışırlar. stanley kubrick, a clockwork orange’da şiddetin olası sınırlarına saldırmadı mı? ondan yıllar önce salvador dali ve luis bunuel, (bir endülüs köpeği’nde) insan gözünü jiletle keserken seyirciyi şok edip ona saldırmadılar mı? aynı şeyi sergei eisenstein, (potemkin zırhlısı’nda) merdivenlerden inen çocuk arabasıyla ve parçalanmış gözlük camıyla yapmadı mı? hepsi sanırım bir üslup sorunu… sanatsal yönden, herhalde içerikler arasında ayrım yapmaya hakkımız olmamalı. temaları siyasal tutarlılık temelinde tabulaştırmaya bir kez başladık mı, temel özgürlüklerin de altını oyma süreci başlatılmış demektir.”

    kubrick'in filmiyle birlikte stone'un saydığı filmler ile natural born killers şiddetin araştırılmasını da içeren yapıtlardır. stone, postmodern bir kolaj çalışması yaparak şiddetin tüm göstergelerini birebir yansıtma derdindedir. kubrick ise şiddetin politik amaçlı kullanımı ile birlikte kişilerarası uyum problemleri yaşayan genç bir adamdan hareketle yıkıcı sonuçlarını gösterir. eisenstein ise kitle katliamı ile ilgilenir. bütün bu filmler bir anlamda seyirciye de saldıran yapıtlardır. özetle oliver stone'un tespiti yerindedir.

    edit: imla
476 entry daha
hesabın var mı? giriş yap