2 entry daha
  • dertli bir eser.

    siradan bir gunun aksaminda ali, bahadir ve cengiz evde, cengiz'in odasinda, oturuyorlardi. (bu isimler tamamen uydurmadir, dikkat ederseniz basharfleri alfabetiktir tipki ales sinavindaki mantik sorulari gibi)
    her zamanki gibi cay iciyorlardi.

    caylari her daim vardi. aslinda caylarinin her daim olmasi onlar icin hic de zor bir is degildi cunku isiticiya basmalari ve bir kac dakikada kaynayan suyu sallama cayin uzerine dokmeleri cay hazirlamak icin yeterliydi.

    nihayetinde "caylari her daim vardi".

    bilgisayardan, fonda sadece ses olsun diye bazi muzikler dinlerken diger ev arkadaslari davut isten geldi.
    "bu ask bir bahri ummandir`i dinleyelim mi?" diye sordu.

    davut'u kiracak degillerdi ya! actilar ve onun vesilesiyle dinlemis oldular. turku arka planda caliyorken cengiz bahr-i umman sozunden umman denizinin kastedildigini soyledi. davut buna itiraz etti ve bahr-i umman'in buyuk okyanus oldugunu ifade etti. cengiz kararliydi ama davut da soylediginden donmek istemiyordu. yaklasik olarak yirmi dakika bahr-i umman'in ne demek oldugunu tartistilar. cengiz'in israrla umman denizi oldugunu soylemesine ragmen, davut buyuk okyanus demekte karaliydi. o kadar sacma argumanlari vardi ki neden o konuyu o kadar uzattiklarini kendileri de anlamis degildi. o sacma tartismadan oyle bir biktilar ki, son geldikleri nokta da artik iki tarafin da fikri degismisti ya da degismis gibi yapmislardi. basta umman denizi diyen cengiz artik "bahr-i umman buyuk okyanustur" diyordu, davut da aksine "olur mu canim, bahr-i umman, umman denizi'dir herhalde" diye olayi kapatmaya calisiyordu.

    bir hafta kadar sonra; davut, cengiz'in odasinda asktan sozediyordu, isim vermeden bazi sevdigi eski kizlardan bahsediyordu. o esnada cengiz bilgisayarin basinda davut icin bu ask bi bahri ummandir sarkisini acti. sarki esnasinda ahh ulan ah diye ic gecirdi davut.

    bir ay kadar sonra, islerinden bahseden davut'a cengiz:
    -gec bunlari abi bunlar bos isler, ask var mi abi? ask? onu soyle!
    diye sordu. davut, hic bir sey demedi ve sadece "hih" diyerek, cantasini aldi ve odasina gecti.

    uyudular, sabah uyandiklarinda mutfakta karsilastilar ve daha cengiz hicbir sey demeden, davut, direk olarak "ben diyorum ki bu ask bir bahri ummandir, sen diyorsun ki ask var mi" dedi. tekrardan derin bir ah cekerek orayi terketti.
    hikayeye disardan bakan biri davut'un gozlerinin de nemli oldugunu rahatlikla tasavvur edebilirdi.

    bugun 14 subat ve davut tekrar ayni eseri dinliyor: bu ask bir bahr-i ummandir.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap