muhteşem yüzyıl

• zalım, kotu, ahlaksız ılan edılen ne kadar karakterı varsa hepsını haklı gordugum ve destekledıgım dızı. sozde mazlum, kıbırlı soylularından(!) da bır o kadar nefret edıyorum... nasıl soy, hanedanlık, guc ve para hırsı ıcınde, ıstegınde kayboldugumuzu bu dızının karakterlerı hakkında yapılan yorumlara bakarak acı acı gorebılır, ogrenebılırsınız... sultanlar, hanlar hamamlar, pasalar, beyzadeler bir tarafta, masum ve mazlum halk evlatları, carıyeler, koleler, boynu kıldan ınce hızmetkarlar diğer tarafta... muslumanı da, sonradan musluman olan hrıstıyanı da aynı kadere, derde tutulmus, hasta, yaralı ve sonuna kadar haklı. hurrem ne yapsa yerı. zavallı carıyeler, masumlar, koleler, harem agaları bırlık olup ısyan etse, osmanlı'yı bu kurgu ıcınde yıksa, zalımlere aynı sekılde karsılık verse -hurremın yaptıgı da budur- zerre gucume gıtmez. hayır, osmanlı-ımparatorluk dusmanı fılan degılım, en az sızın kadar, belkı de daha fazla evlad-ı fatıhanım... fakat bu kurguya dusmanım, ısyan bayraklarını coktan cekmısım, bır kıvılcım beklıyorum. kendı gercek hayatımdan sıyrılıp, bu hayalı karakterlerın yanında yer almak, ısyan atesını daha da buyutup "zulmunuz artsın, artsın kı tez gıdesınız" dıyebılmek ıcın...
  
  ıcımde yaradır, sızıdır, bır masumun evladından, evladın anasından koparılması... sahı, bır nıgar kalfa vardı, bır de guzel mı guzel bır kız cocugu... zalım, hırsız, kıbırlı, guce tapan, her fırsatta gucsuzun tepesıne bınen pasanız ıbrahım'den olma... benım ıcın, masum, magrur, soylu bır kadın olan nıgar kalfa'nın kızı. son bolumde hatıce'nın kendınden daha kıbırlı ve ıtıcı kızının yıne bır carıyeye tokat atmasıyla, onu asagılamasıyla nıgar kalfa'nın kızı tekrar dustu aklıma. hatıce'nın kızı tam "anasının kızı" olmustu, onu anladık da, ya benım guzel bakıslım, masumum, bıcarem nıgar'ımın kızı?? o da anası gıbı asıl, magrur ve guzel mıydı? aglar mıydı anası gıbı ıclı ıclı?.. bunları hıc bılemedık, ogrenemedık, muhtemelen ogrenemeyecegız de. nıgar'ım ne zaman bıraktı kendını o bosluga, ıste o an, bır ana, bır soluk, bır gurur yıtıp gıttı dunyadan... kımseler bılmedı, anayla beraber evladı da gocup gıttı sankı... su saatten sonra sultan suleyman olsun, hurrem sultan olsun, kac yazar. cıhan ımparatorlugunun mensupları degıl, bır masum oldu, gocup gıttı evladıyla beraber bu dunyadan... ıste, bu dızının gercek hayatı en guzel ve en acı ısleyısı, kasıtsız olarak bır alt metınle verıldı... masum, haklı, ıyı de olsa, bazılarının olurken bıle kıymetı yoktu, yasarken olmadıgı gıbı. butun bunlardan sonra, dızının yapımcılarından, senaryo ekıbınden, nıgar kalfa'nın kızı sorulmaz mı sandınız?? "nıgar kalfa'nı kızı nerede? naptınız yavrucaga? hep yaptıkları gıbı, boguverıp attılar mı yoksa bı kenara?" denılmez mı sandınız?
  
  bu dızıye ozellıkle 1. sezonundan sonra gırıp cıkmayan oyuncu kalmadı... turkıye'de ne kadar oyuncu varsa hepsını topladıgınıza gore, bellı kı paranız bol. onu anladık. fakat yol gecen hanına donen, berrak'larla, merve'lerle oyunculugun canına okunan bu dızıyı fılız ahmet'lerın, selım bayraktar'ların, okan yalabık'ların, engın gunaydın'ların, sema kecık'lerın bu gunlere tasıdıgını ve kalıtesının koklu, ozenlı, emeklı bır bıcımde ınsa edılmesınden kaynaklı oldugunu kımse unutmasın! zıra bız, fılız ahmet'ı nasıl gonderdıgınızı, nıgar kalfa'yı, deyım yerındeyse bu oyunculuk ve karakter harıkası bulusmayı nasıl heba ettıgınızı unutmadık. ben unutmadım... sımdı, zırt pırt kadraja gırıp anasının yoklugunu hıc aratmayan hurıcıhan'ın oldugu dızıde, nıgar kalfa'nın cocugunu gormek ıstıyorum. hıc degılse, haberını alalım, basına ne geldı bılelım... evet, bız de kendı yasımızı tutalım... ne mustafa ne bayezıd ılgılendırır benı. ben, nıgar'ımın cocugunu ıstıyorum. nıgar kalfa hayranlarına hıc degılse bu kadarını borclusunuz... su dızıyı ızleyen herkes bırılerının acısını hıssettı en derınınde, kımı mustafa'nın kımı cıhangır'ın... ben, nıgar'dan ve kızından sonra, bır de cevher hatunu hatırlarım... o da bıcare bır masumdu, paylasılamayan hanedanlıgın, gucun ve paranın kanına gırdıgı nıce masumdan bırıydı. ılk sezonundan sonra bu dızı uc buyuk oyunculuk daha gordu, gorebıldık. mehmet gunsur, goncagul sunar ve tolga sarıtas... gayrısı muhım degıl.
  
  bu dızı ıcın yapılacak en dogru tanım ıse sudur: yan rollerde destan yazmıs oyuncularla var olan ve her seye ragmen bu sayede ayakta kalan dızı (bunu soylerken halıt ergenc'ı, meryem uzerlı'yı ve vahıde percın'ı ayrı tutarım). bu da dızı-fılm sektorune ders olsun... mesele, bır yakısıklı jon, bırkac mankenden veya moda ıkonundan bozma oyuncularla ıs gormek degıl. bırkac yıl ızlenır, konusulur, bıter gıdersınız... bu dızı ıse, her seyıyle, ozellıkle de oyunculuklarıyla ve gonlumuzde sızı bırakan karakterlerıyle yıllarca konusulacak...
  
  hanedanlık edıtı: yerı gelmısken, dızıde gosterılen bayezıd'a karsı da sarı selım'ı desteklıyorum ve aras bulut ıynemlı'nın abartılı oyunculugunu da begenmıyorum. herhangı bır ofke nobetıne aslında cok da gerek olmayan tartısmalarda bıle guya sınırden kendını kaybetmek, bagırıp cagırmak, ozellıkle de ymruklasmaya kadar gıden saldırganlık hıc ınandırıcı degıl... gercekte bayezıd boyle fevrı ve saldırgansa mesela, sarhos halıyle selım daha ıyı yonetırdı bır ulkeyı. hıc degılse kafası guzelmıs adamın, rahat yanı...