70 entry daha
  • eğlenceli olduğu kadar keskin bir hüzünle kaplanmış içe dokunan sahneleri olması şaşırtıcı. keder ve eğlenceyi o kadar iyi harmanlamış ki yönetmen, hiç sırıtmıyor. daha açılış sahnesinden, başka bir şey izleyeceğimizi belli ediyor film.

    siz hiç bir süper kahraman filminde "bu halde olmayı ben mi istedim" diye yaradana lanetler okuyan ana karakter gördünüz mü? ben görmemiştim, ne iyi oldu filmi izlediğim.

    çekirdeğinde, bir ağaç, hiçbir yere ait olamayan bir rakun (evet bir rakun), ailesi yok edilip şiddet görerek büyütülmüş bir kadın, ailesi yabancı işgalciler tarafından katledilmiş bir adam ve annesini kaybettiği gün uzaylıların kaçırdığı ve büyüttüğü bir çocuk olan bir film izleyeceksiniz.

    fantastik öğeleri haliyle çok daha yoğun olsa da şaşırtıcı biçimde yer yer bilimkurgu türüne göz kırpan (hem de çok güçlü göz kırpmalar bunlar), mizahı harika ayarlanmış dozda ve gösterişsiz biçimde sunarak zeka pırıltıları saçan, 70'ler/80'ler esintileriyle hatta bu dönemin retro bilimkurgu filmlerine hayranlığını sunduğu sahneleriyle bir çizgi roman uyarlamasından çok space-western havası yakalayan guardians of the galaxy'den keyif almak için, marvel evreni hakkında en küçük bir şey bilmeye gerek olduğunu düşünmüyorum.

    gidin, izleyin. istisnasız herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

    ve tabi bir de söylemeden edemeyeceğim; i am groot.
256 entry daha
hesabın var mı? giriş yap