313 entry daha
  • oturmamış bir düşünce sistemi var hala. gözden geçirilmemiş bir dünya düzeni... dönüp duran bir sistem, çarkı döndürmek zorunda olanlar.. hayır, insanlardan bahsetmiyorum. baksanıza şuna ! ah hamsterlar ah.. insanlardan bahsediyormuşum gibi geldiyse size, durup da düşünelim bir saniye. hatta başından sonuna kadar düşünülenim de açıklık gelsin mevzuya. rivayete göre değil, ne yaşadıysam onları yazacağım. uzun bir yazıyı okumaya üşenir misiniz sayısallar ?

    pek çok öğrenci gibi, ben de zorlanmıştım alan seçerken. dokuzuncu sınıftayken, hepsini eşit derecede götürüyordum. öğretmenler, her öğrenci için belirtiyorlardı görüşlerini. sayısalda dur demişlerdi bana. şüphe içerisindeydim çünkü ne istediğimi bilmiyordum. yazılım mühendisliğini istediğimi düşünüyordum ki, bambaşka bir mesleği istiyormuşum. gazetecilikmiş o meslek. okulun açıldığı ilk hafta anladım bunu. tm'ye geçmeyi düşündüm, müdürün yanına gittim üç kez. odasında ağlamıştım bir ara, beni tm'ye geçirmediği için. babam geldi okula, müdürle görüşmeye. fizik öğretmenime de rastladık, x benim en iyi öğrencilerimdendir dedi. ömrümde duymadığım tüm övgüleri oracıkta yığdı bana. bir yandan güvenle doluyorum, bir yandan da ben sayısalda durmak istemiyorum ki diyorum. kafam hayli karışık.

    eldeki tüm umutlar tükenince, durdum ben de sayısalda. fiziğim eskisi kadar iyi olmadı o sene, hayatım da darmadağın oldu. eylülde, ekimde, kasımda hiç gülmedim ben. her gece ağladığımı, kendimi o sınıfta fazlalıkmışım gibi gördüğüm zamanları iyi bilirim. yanlış okyanustaydım. okurken basit geliyordur size belki fakat boğulacaktım ben o okyanusta , çırpınmasaydım. kollarım yorulmuştu, bacağımda bir kramp ve ben dönemiyorum kıyıya..

    fizik öğretmenimin tayini çıktı istanbul'a. bana''kimseye kefil olmam bir daha'' dedi giderken. başka bir öğretmen geldi ikinci dönemde. ikinci dönemin ilk sınavından yüksek aldı, sınıfın geneli. benimki öyle değildi. derse geldi öğretmen, o dersten sonra da kimya sınavı vardı. benim notum dikkat çekmiş olacak ki şunu dedi bana ; ''fizik, bir zeka göstergesidir''. başlıkla benziyor değil mi ? tam da bu cümleyi kurdu. sınıf arkadaşlarım da okuyor sözlüğü, çok iyi hatırlarlar bu cümleyi. kurandan ayet cımbızlayanlar gibi olmadım. başı da, sonu da boştu cümlenin. ağladım ben de, çok dolmuştum o ana dek. yanına çağırdı öğretmen, anlattım başımdan geçenleri. sınava girdim sonra, o moralle.

    dil ve anlatım sınavından doksan sekiz almıştım, okuldaki en yüksek nottu bu. fizik bir zeka göstergesiymiş ya, sevinemedim ben. tüm başarılar eksik, mutluluğum yarım kaldı. sene sonunu bekledim hep. tatil geldi, dilekçeyi verdim direkt. yine emin değilim ve bu noktaya gelene kadar da birçok öğretmenle, idareciyle, yazarla, doktorla, mühendisle, avukatla konuşmuştum. dershanedeki öğretmenim de ''sayısalda dur. fizikle, kimyayla'' geliştirirsin matematiğini'' dedi. bunlarla oyalanmak yerine, tm'de olup da matematiğe yönelseydim daha iyi olmaz mıydı ? ani bir kararla geçtim sayısala. öğretmen böyle dedi diye değil, başka nedenlerden.

    ''sayısalda meslek çok, tm'den de sınava girebiliyorlar, sözelde iş yok ki canııım, mühendis olsun da kurtarsın kendini ........'' geçin bu safsataları. hukukçular bu ülkenin yönetiminde pay sahibi, hasta olduğunda da gidiyorsun ama doktorun ayağına. laptoptaki bu sistemleri sözelciler mi geliştirdi ? sayısalcılar mı hazırladı onca internet haberini ? hepiniz birbirinize mecbursunuz kör insanlar. herkes kendini, bir ötekinden üstün görüyor zaten. siyahın beyazdan ayrıldığı devri geçtik de, sizin bu körlüklerinizi geçemedik. sistemler ad değiştiriyor, mantık aynı. nankörsünüz.

    tanım : tüm insanların ne kadar ukalalaşabileceğini gösteren cümledir.
    ve hayat üç saatlik sınava sığmaz asla !
375 entry daha
hesabın var mı? giriş yap