• su anda turkiye'de gerek devletin icerisinde gerekse de yandas medya olarak addedilen yapilasma icerisinde en aktif ve etkin donemlerini yasayan akimlardir. bu iki akima gore de kendilerinin inanclari disindaki insanlar musluman degildirler. bakin musluman degil diyoruz, zira imanin birtakim sartlarini saglamamaktadir digerleri. o yuzden canlarini ve mallarini da mubah gorurler digerlerinin. bunun sebeplerinin detayina girmek istemiyorum ama sia icin bunun gerekcesi hz. ali'nin peygamber efendimiz'den hemen sonra halife olmasi gerekliliginin kur'an'la bagli olmasidir, yani siz buna "inanmiyorsaniz" kur'an'i reddetmis olursunuz ve dinin disindasinizdir. vahabiler icin ise peygamber'e, ehl-i beyt'e ve sahabe'ye olan hurmetin ve tevessul gibi ehl-i sunnet'e ait kavramlarin sirke girmesidir. bu iki akim kendileri disinda kalan herkesi tekfir ederler.

    ehl-i sunnet vel cemaat anlayisi tekfirden uzak durur, tum bu akimlarin icerisindeki insanlari "musluman" olarak kabul eder ve inanir. aradaki temel fark budur. yakin zaman kadar turkiye'nin hem iran hem de suud'la konusabiliyor olmasinin altinda da bu itikadi gercek yatar. ha tabii bunlari sorsan, ulkemizin idaresindeki insanlar ne kadar haberdar, bilmiyoruz. ne yazik ki ehl-i sunnet vel cemaat anlayisi inancina sahip olan insanlardan olusan bir hukumet ve cumhurbaskani'nin doneminde, bu topluma, bu ulkeye, bu millete yuzyillarca kok sokturmus, kan aglatmis akimlar ulke icerisinde palazlanip yasama alani bulma sansi elde etti...

    bugun televizyonlardan tutun da gazete koselerine kadar sirayet etmis bu icler acisi duruma bir dur diyecek yok... bugun yandas medyanin amiral gemisinin dis haberlerinin basinda seyh edebali, yunus emre, haci bektas, mevlana dusmani azili bir vahabi var. burada bir yazisini alintiladigim ismail kilicarslan, hilal kaplan, süheyb öğüt ve nicesi mustafa islamoglu denilen kibir budalasinin etrafinda toplanmislar. o islamoglu ki ablasi annemin yakin dostu, ne oldugunu, ne idugunu cok iyi bildigim ama bundan otesini burada soylemenin edebe mugayir oldugu, allah'a havale ettigim...

    obur taraftan, izinsiz, sartsiz, surtsuz orada burada acilan, oldu bittiye getirilen caferi camileri. tabii ki insanlar inandiklari gibi ibadet etmekte hur ve ozgurler, buna saygi gostermekten ote bunun saglanmasi icin her turlu girisimi yerine getirmek herkesin borcu. ama saati diger ezanin saatleriyle tutmayan, makami, icerigi bambaska bir ezan. bilmiyorum. yatanlara, bu topraklar icin canlarini verenlere sormak lazim. tam batiya yonelip gazaya kalkacakken, eli kolu, her yeri uzun hasan tarafindan baglanan fatih'e, sah ismail tarafindan doguya cekilen yavuz'a sormak lazim. kim kirdirdi durup dururken muslumani muslumana, siyasi bir beka icin diye, sormak lazim, okumak, ogrenmek lazim. nerelerdesin, ah be yerleyeksan...

    peki, iyi niyetli olmayan, kendi inancini ve anlayisini acik acik degil, acikca ortaya cikarak degil, alttan alta yayip insanlarin itikatlari ile oynamaya calisanlara karsi ne yapacak musluman... bugun ismail kilicarslan bir yazi yazmis, "arkadasi" süheyb öğüt'un yazisinidan devam etmis. alevilerin acilari uzerinden ortaya bir kavram atmis bu iki "guzide" yazarimiz:

    ırkçı sünni.

    ilk bastan, yazinin basinda alevilere atilan iftiralardan dem vurularak bu kavramin ortaya atildigi soylense de isin rengi daha sonra degisip bu kavramin icerigi yazinin ortalarinda ve sonuna dogru anadolu'da yasayan tum sunnileri kapsayacak sekilde genisliyor ve deniliyor ki

    "süheyb’in yazısını okumaya devam edelim:

    ‘alevilerin mukîm olduklarını bildiğim pek çok anadolu şehrinde sünnilerin ermeni, yahudi ve rumlarla şehir merkezinde uzun bir zaman boyunca bir arada yaşadıklarını ve fakat alevileri, değil şehir merkezine kabul etmek onlara selam bile vermediklerini biliyorum. bir müslüman için bundan daha büyük bir utanç olabilir mi?! ebu cehil’in bile ayağına defâlarca giden bir peygamber’in(sav) ümmeti olduğunu söyleyenler, islam’ı muayyen noktalarda nakzettiklerini düşündükleri, o (‘eline, beline, diline hakim ol’ diyen) müeddep insanlarla nasıl irtibatlarını keserler?’"

    simdi neresinden tutacaksin boyle bir ifadenin? neresinden tutabilirsin yani... konu hakkindaki goruslerim belli (bkz: alevilik/#27957283), burada bunu tartisacak degilim ama alevilerle ilgili sorunlari bu kadar hatali, yuzeysel ve tarihi sureci idrakten aciz bir sekilde yorumlamak icin hakikaten ya cok cahil ya da gercekten cok art niyetli olmaniz gerekir! sormazlar mi adama o zaman, senin mantigina gore, bak senin mantigina gore konusuyoruz, bu sunniler, tutmuslar, ermenisi, rumu, yahudisi ile gecinmis de bir alevi ile mi gecinememis yahu? neden gecinememis ama degil mi? hem acaba, sadece eline beline diline dur diyenler alevilerin icinde mi var? bunlar da mi gecinememis alevilerle mesela? yoksa isin icinde baska bir is mi var... eh amac mustafa islamoglu'nun hastalikli sia goruslerini yayip ehl-i sunnet'e vurmak olunca her yol mubah...

    cok dikkatli olmak lazim. o kadar dikkatli olmak lazim ki... ehl-i sunnet icerisinde, 12 imam ogretisine yakinliklarindan da oturu tasavvuf ehlini kendilerine uygun bir yeserme alani olarak goruyor bu kitle. zehirlerini bu gullere bulayarak ulastiriyor insanlara, ayni deccal gibi yalanlarina insanlari inandiriyorlar. bir yaninda bir melek, deccal yalan soyluyor derken, diger melek, tasdik ediyor. yalan soyluyor diyen melegin sozu duyulmazken, tasdiki gorenler, deccalin atesine kendisini kaptiriyor. ancak ama ancak arifler, dogru soyluyor diyen melegin, diger melegi tasdik ettigini, biliyor, goruyor, kendisini fitneden kurtariyor...

    efkan ala cikip peygamber'in hasa kibrinden bahsetmisti, simdi bir bakiyoruz, benzer sozler mustafa islamoglu'nun agzinda. cicegi, turkiye'de dini calismalari sevk ve idare edenlerin nikah toreninde, masanin en basinda. tesaduf mu acaba? bilmiyorum. bilmek de istemiyorum. ailemin yasadigi sehre iki ay once yeni bir muftu atadilar. zaten sehrin dini atmosferi zayif, hemen her sey pamuk ipligine bagli. cikti bu muftu gecen, cum'a'dan once vaaz edecek, tuttu, gecmisteki bazi olaylara binaen sahabenin hasa ne kadar cahil oldugundan vs. dem vurdu... ne diyeceksin ki. ne diyeceksin yani, sahabeye cahil deyip, amr bin el-âs'in giybetini yapacak kadar dusene. ciktik camiden, yanimdakiler kendi aralarinda konusuyorlardi, birisi artik beni oldursen burada cum'a'ya gelmem dedi. ne diyeceksin, ne soyleyeceksin ki... ne yapacaksin, ne yapabilirsin yani.

    bir taraftan irancilar, bir taraftan vahabiler sarmis her tarafi. televizyonlara cikan, radyolarda konusan, internette olay(!) yaratan adamlarin bir tanesi, bir teki ehl-i sunnet cercevesinde degil... mustafa ozturk cikar kanal 24'te pazar sabahlarimizi senlendirir, caner taslaman denen ne bilimden ne dinden anlayan, daha arapca okumaktan aciz cahil her tarafta boy gosterir... ismail kilicarslan tutar, mustafa islamoglu'nu cikarir tvnette iftar programi yapar, hocam da hocaefendi de yaglar. bilse gercek yuzunu ya da isine gelse gercekler, tabanlari yaglar! tekrar ve tekrar soylemek gerekirse,

    "zaman, ihsan eliacik gibi ilahiyat terklerin (ki ilahiyat mezunlari kusura bakmasin ama bitirmis olmakla alim olunmuyor), mustafa islamoglu gibilerin, yasar nuri gibilerin, abdulaziz bayindir gibilerin "alim" oldugu bir zaman. ortam, edip yuksel gibilerin, nureddin yıldız gibilerin, internette abuk subuk fetvalar veren ne idugu belirsiz alparslan kuytul gibilerin laflarinin soz yerine gectigi bir ortam. söylesen tesiri yok, sussan gönül razı değil."

    (bkz: #34629144)

    ehl-i sunnet'i hakkiyla savunan, savunabilen, bir tek cubbeli kalmis elde (tabii buna ebubekir sifil ve ihsan senocak hocalari eklememek haksizlik olur), o da anlamadigi islere* girmese, keske. ehl-i sunnet demek, metodoloji demek, metod demek, ilim demek. bu temeli kaldirdiginizda, mezhepler ortadan kalktiginda bugun arabin hali ortada. allah hepimizin yardimcisi olsun, uyanik olmayi nasip etsin.

    gelen mesajlardan sonra not: kisilere ve olaylara takilmamak gerekiyor. sadece hangi zehirli gorusun nerelere sizdigini bilmek onemli. muslumanlar uyanik olmadiklari zaman basa gelenler belli. birileri diger birtakim kimselere bu yazida "iftira" atildigini soylemis. bak surada (bkz: #32115104) mesela bir arkadasi ilgili sahsin "tasavvufa mesafeli" oldugunu soylemis. naziklik etmis. isin orada kalmadigini biliyorum ve neyse onu soyluyorum. bu kafayi da cok iyi taniyorum. hayatimin onemli bir kismi arap yarimadasinda ve batida bunlarla yatip kalkarak gecti. bunlar once kendilerini inkar ederler, sonra da inanmadiklarini iddia ettikleri gorusleri savunup dururlar. bu kafanin alametidir bu zaten. ha burada kendimi sakladigim ettigim de yok. orada burada anesthetized kim diye yazacaklarina, iftira atmakla itham edeceklerine, bana bir mesaj atsalardi, davet ederdim gelir bir cayimi icerler tanismis olurduk. ama bunun yerine dedikodu yapmayi tercih eden bir kafa bu sonucta. muslumanlarin geldigi son nokta. tabii onlerinde ahmet hakan agabeyleri gibi bir ornek var. gorecegiz bakalim mevlam neyler, neylerse guzel eyler.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap