19 entry daha
  • "satırlarca anlatılabilecek bir şeyin 8 kelimelik özeti.

    birini çok seversin.

    kişi olarak, insan olarak. sohbetini, zekasını, bilgisini, fikirlerini, uyumunu. genel veya özel mantıklı, mantıksız sohbetler edersin, her konuda fikirleşirsin; tartışır, paylaşırsın dostun gibi.

    yeri gelir, çok eğlenirsin. seni güldürür, sen onu güldürürsün. hareketlerini beğenirsin, mimiklerini, yüzünü, gülüşünü... ve öyle güzel gelir ki gülüşü, artık bir tek sen güldürmek istersin onu. o güldükçe sen mutlu olursun. o onaylıyorsa gülüyorsa tamamdır.

    sonra onun vücudunu beğenirsin, hele bi de kusursuz bi vücudu varsa yandınız. vücudunu arzulamak için duygusal bahanelere de başvurmazsınız.

    ve o arzu ettiğiniz bedenle hayran olduğunuz kişinin toplamı ile sevişmek vardır. onunla o an bedensel mi yoksa zihinsel mi paylaşımda bulunduğunuza karar veremezsiniz ki ikisi de vardır. ve hayattaki en iyi şey budur sanırım. aşık olduğun kişinin gözlerinin içinden ruhuna, düşüncelerine, geçmişine, hayallerine bakarak onunla sevişmek.

    sonra birşeyler olur, birşeyler...

    ayrılık gözükür.

    ha sen ha o ne farkeder. bir süreçtir, iki insanın, iki farklı hayatın yaşadığı...

    artık önemi yoktur. kim suçlu kim suçsuz.

    öyle sevmişsindir ki onun zihnini; keşke hep arkadaş mı kalsaydık da, aşk/kıskançlık olmasaydı, o dostluktan hiç mahrum kalmasaydık dersin.

    hep hayatımda olsaydı...

    ama onu; o bedeniyle, o gülüşüyle, o zihni ve tutkusuyla fiziksel olarak hissedip, o bedenden ruha geçişi arzulamamak da imkansızdı...

    dersin.

    sizce de çok garip değil mi; insanlar çok sevmediğinde, varlığı yokluğu çok bir şey ifade etmeyecek olan diğerleriyle yıllarını senelerini paylaşabiliyorken; birini çok sevip aşka ulaşaktıklarında ilişkileri hep bıçak gibi bir kesikle son buluyor. diğer tüm herkes hayatındayken, en sevdiğin hayatından çıkıyor.

    ölüm gibi bir şey oluyor, ama kimse ölmüyor."

    huzunbaz otuzbirci
65 entry daha
hesabın var mı? giriş yap