5 entry daha
  • avrupa festivalleri, dheepan gibi filmlere övgüler yağdırarak vicdanını temizlemekten sıkılmadı gitti. düşünün, ben bile sıkıldım. niye ben "bile"? çünkü ben alelade bir film izleyicisiyim, önüme ne koysanız yerim... ama farkettim ki, artık bunları yemek istemiyorum.

    ekşi sözlük'te yazdığı bir entry'sinde "kurmacaymış üzülme" diye bir sözünü okumuştum çok sevdiğim bir yazarın. yazdıklarını silip süpürmeseydi, size de gösterebilirdim o cümleyi... işte bu filmin hikayesi için, ancak "kurmacaymış sevinme" diyebiliyorum ben de. kendi ülkelerindeki savaştan binbir zahmetle, ve psikolojik hasarla, kaçan sri lanka'lıların fransa'da huzur bulamayıp, ingiltere'de birden muasır medeniyetler seviyesine çıkması ne kadar inandırıcı ise, dheepan da o kadar sevindirici olabiliyor. sorun insanların o huzura kavuşabilmesi değil zaten, ulaşıyorlarsa ne âlâ. ama oraya "nasıl?" ulaştıkları hakkında film hiçbir şey anlatmıyor. adeta genel olarak avrupa'nın mülteci sorununa yaklaşımı gibi; esas mesele ile ilgili söyleyecek hiçbir sözü yok filmin.

    özetle; film de, aldığı altın palmiye ödülü de, inandırıcı değil. inandırıcı olan tek şey, sri lanka diye bir yer olduğunu hayatında ilk defa duyan o karakter... neden inandırıcı? çünkü oturduğu yerden, yani fransa'dan, sri lanka'ya yaklaşmaya çalışıyor, ama sonunda haritada nerede olduğunu bile çözemiyor;

    "tamam işte, hindistan yani?"
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap