• 68. cannes film festivali'nde, coen biraderler başkanlığındaki jüri tarafından altın palmiye'ye layık görülen film.

    (bkz: palme d'or)
  • sri lanka'dan fransa'ya kaçıp paris'in dışında bir yerde bekçilik yapan bir tamil savaşçısı olan dheepan'ın öyküsünü anlatan film.

    tamil savaşçısı ne derseniz: (bkz: tamil kaplanları)
  • montesqieu'nun lettres persanes'inin "uyarlaması" olduğu söyleniyor. yorumlama, esinlenme hatta (yine biraz sakil ama) "serbest uyarlama" gibi tabirler dururken, filmi örgüye sahip olmayan üstelik görünürde tema dışında ortak yanı bile bulunmayan bir kitabın uyarlaması gibi sunmak tuhaf. aynı alakasız paralelliği birdman carver için kurmuştu, o yüzden artık önyargılıyım bu filme de.
  • birazdan izleyecegim filmdir. yorumlarimi aktaracagim.

    izledim, aktarıyorum:
    ideal yaşamın aile kurup ingiltere'de 5 çayı içmekten geçtiğinin mesajını veren film. öyle ki mutluluk fransa'da bile değil özellikle ingiltere'nin 5 çayındadır. altın palmiye alması biraz da biz beyazların "vah vah" diyerek izlediğimiz mülteci gündemine parmak basmasından mütevellit. sri lanka yerine suriye koyun jacques audiard yerine ise tabiki beyaz kürt yılmaz erdoğan (ondan başka film çekecek fonu kim bulacak ki, acun'un ünlü halı saha maçında oynayan başka yönetmen tanımıyorum ben) olur ve aynı hikaye çekilir.

    ımdb puani olan 7'den fazlasını hak ediyor değil.
  • az önce izledim, film ekimi sağolsun.

    altın palmiye'yi kapmasında olayı drametikleştirmelerinin büyük rol oynadığını zannediyorum.

    multecileri konu alan 1500 filmden biri; fakat iyi işlenmişi. ben daha orijinal olmasını beklerdim, kiffsmett.
  • avrupa festivalleri, dheepan gibi filmlere övgüler yağdırarak vicdanını temizlemekten sıkılmadı gitti. düşünün, ben bile sıkıldım. niye ben "bile"? çünkü ben alelade bir film izleyicisiyim, önüme ne koysanız yerim... ama farkettim ki, artık bunları yemek istemiyorum.

    ekşi sözlük'te yazdığı bir entry'sinde "kurmacaymış üzülme" diye bir sözünü okumuştum çok sevdiğim bir yazarın. yazdıklarını silip süpürmeseydi, size de gösterebilirdim o cümleyi... işte bu filmin hikayesi için, ancak "kurmacaymış sevinme" diyebiliyorum ben de. kendi ülkelerindeki savaştan binbir zahmetle, ve psikolojik hasarla, kaçan sri lanka'lıların fransa'da huzur bulamayıp, ingiltere'de birden muasır medeniyetler seviyesine çıkması ne kadar inandırıcı ise, dheepan da o kadar sevindirici olabiliyor. sorun insanların o huzura kavuşabilmesi değil zaten, ulaşıyorlarsa ne âlâ. ama oraya "nasıl?" ulaştıkları hakkında film hiçbir şey anlatmıyor. adeta genel olarak avrupa'nın mülteci sorununa yaklaşımı gibi; esas mesele ile ilgili söyleyecek hiçbir sözü yok filmin.

    özetle; film de, aldığı altın palmiye ödülü de, inandırıcı değil. inandırıcı olan tek şey, sri lanka diye bir yer olduğunu hayatında ilk defa duyan o karakter... neden inandırıcı? çünkü oturduğu yerden, yani fransa'dan, sri lanka'ya yaklaşmaya çalışıyor, ama sonunda haritada nerede olduğunu bile çözemiyor;

    "tamam işte, hindistan yani?"
  • tamil kaplanlarında savaşmış bir militanın, tanımadığı bir kadın ve bir kız çocuğuyla beraber fransa'ya sahte kimlikle iltica etmesini ve paris dışında bir iş bularak yaşamını sürdürmeye çalışmasını konu edinen 2015 yapımı film. fransa'nın gettosundaki karmaşayı ve asayişsizliği, mültecilerin yabancı memleketlerde karşılaşabileceği zorlukları incelemesi açısından başarılı bulduğum bir film. fransa'yı eyfel kulesi, şarap ve peynirden ibaret sananların izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
  • jacques audiard'ın yönettiği ve 2015 cannes film festivali'nde altın palmiye kazanan fransız yapımı film. sri lanka'da konuşulan iki dilden biri olan tamilce ile çekilmiş ilk filmdir ve filmin büyük bir kısmında tamilce konuşulmaktadır.

    filmin ilginç detaylardan biri de filmin baş aktörü jesuthasan antonythasan'ın filmde canlandırdığı dheepan karakteri gibi sri lanka'dan fransa'ya kaçmadan önce tamil kaplanları'nda çocuk asker olmasıdır. yalini ve ıllayaal'ı canlandıran oyuncuların ilk defa uzun metrajlı bir filmde oynadıkları göz önüne alınırsa oyunculuklar tatmin edici. bence filmin en eleştirilebilecek tarafı ise sonu. daha farklı olsa çok daha iyi olabilirdi.

    --- spoiler ---

    sri lanka'daki iç savaşta ailesini kaybetmiş tamil kaplanlarına bağlı bir asker (jesuthasan antonythasan), genç bir kadın yalini (kalieaswari srinivasan) ve öksüz bir kız ıllayaal (claudine vinasithamby). filmde, birbirini daha önce hiç tanımayan bu üç kişinin yasa dışı olarak sri lanka'dan fransa'ya kaçışı, kaçışları sırasında ve daha sonra fransa'da iken yaşadıkları üzerinden genel anlamda göçmenlerin çektikleri zorluklar irdeleniyor.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak izlenmesi gereken filmlerden biri. ancak altın palmiye gibi prestijli bir sinema ödülünü almış olmasına rağmen yılın en iyi filmlerden biri olmaktan uzak.
  • başka sinema sayesinde bugün ön gösterimi yapılan film.

    --- spoiler ---
    eşkıya filmine aşırı benzettiğim film. özellikle sonuyla.. savaşın kalbinden gelmiş bir adam. savaşı arkasında bırakıp yeni bir yerde yaşamaya başlayan, medeniyete, oranının adetlerine alışmaya çalışırken yine gangsterler ve mafyaların arasında gayet mülayim takılıp göze batmamaya çalışan, özünde iyi bir adam.. gayet mülteci sorunlarına değinen bir film gibi dururken, filmin sonunda aynı eşkıya filmindeki gibi içindeki savaşçıyı ortaya çıkarmak zorunda kalıp o gangstercilik oynayanları tek başına patır patır indirmesiyle içimizin yağlarını eritti.
    --- spoiler ---
  • nasıl kötü bir film, o final (!) sanki montaj hatası gibi :(
    audiard'ın kafasına saksı düşmüş sanırım un prophète'den sonra.
hesabın var mı? giriş yap