123 entry daha
  • chp örgütlerini bilmeyene anlatmak zor. şöyle diyeyim; bu ülkede yapmak istediğiniz bir şeyi arkadaşlarınızla, ailenizle bile paylaşsanız insanlar önce size o şeyi neden yapamayacağınızı anlatmakla söze başlar, hevesinizi kırar. kimse size nasıl yapacağınız hakkında bir fikir vermez. desteklerini sadece içinde koca bir "ama" ile verir. örgüt içinde bu durumun ne halde olduğunu ancak örgüt içinde mücadele veren birileri anlayabilir.

    merkez ilçe başkanı seçildiğim gün çok hevesliydim. yaş 32, önseçimden çıkmışım, ardından kongre falan, silip süpürmüşüz. 4 adaydık, 3 tanesinin aldığı oy toplamından fazla oy almışız yönetim olarak öyle diyeyim. yaş ortalamamız da 36, yerimizde duramıyoruz. belediye bizde, şehir bildiğin chp kalesi değil ama başka partinin işi de zor. imkansızı başarmışız resmen. yerel iktidarın sende olduğu bir yerde, bu kadar "çocuğun" yönetimlerde yer alması ancak önseçimle mümkün olabilir çünkü.

    lokaller açtık, her cumartesi bir mahallede halkla birlikte sabah kahvaltıları düzenledik. 55 köyümüz var, her hafta bir gecede 3 tanesini ziyaret ediyoruz. katılım çok büyük, her seferinde konvoylarla gidiyoruz, üstelik seçim falan da yok yakınlarda. minibüsler tutuyoruz mecbur çünkü o kadar insanı kendi arabaları ile taşımak istemedik bir süreden sonra. oturduk bir gün yönetim olarak, baktık ki tuttuğumuz minibüslere ödediğimiz paralar ile bildiğin minibüs alabiliyoruz. biz de bir kampanya başlattık. partililerden bağış toplamaya başladık minibüs için.

    bir milletvekili adayımız telefon açtı yarım saat sonra. "yanlış iş yapıyorsunuz" dedi. "o minibüsü almakla bitmez, onun kaskosu var, trafik sigortası var, bir adam çalıştırmanız lazım" falan, 15 dk. neden yapamayacağımızı anlattı adam. ardından il başkanı aradı, cümleler aynı. yarım saat geçti genel başkan yardımcımız aradı. tahmin edebileceğiniz gibi o da bana bunu neden yapamayacağımızı anlattı. "aynı cümleleri duyduğum 3. telefon konuşması bu" dedim. "kampanyayı başlattık, duyurduk; artık geri dönüşümüz yok, sizi kim aradıysa geri dönüp vazgeçmeyeceğimizi söylersiniz" dedim.

    51 bin lira para topladım. minibüs 73 bin lira. bir lira daha toplayamıyorum ne yazık ki. çaycımız vardı bir tane 50 lira bağışladı, çerçeveletip astım. emekli öğretmen bir ablamız var, emekli maaşını bankadan çekip getirdi. para içinde yüzen üyelerimiz var, bir çoğuna 2. kez para istemek için gitmedim, dilenci gibi hissettirdiler çünkü ilk gittiğimde. sonuç 22 bin lira eksik. bankadan kredi çekip almayı düşündüm ki son çare aklıma genel merkeze gitmek geldi. elimde alacağımız minibüsün katalogları, bastım ankara'ya gittim.

    umut oran'la orada tanıştım. para işlerine o bakıyordu o dönem. "umut bey" dedim. "her hafta böyle bir çalışma yapıyoruz. baktık bu harcadığımız bu parayla bir minibüs alabiliyoruz. kampanya başlattık ama 22 bin liramız eksik. mümkünatı yok 1 lira daha toplayamıyoruz, bize yardımcı olabilir misiniz?" dedim. " başkanım bir saniye ben anlamadım. siz partiye bir minibüs alacaksınız, bunun için de 51 bin lira para mı topladınız?" dedi. "evet" dedim. "başkanım, ben bazı ilçeler kendi aralarında para toplayamayıp binalarının kiralarını ödeyemediği için kiralarını ödüyorum, siz gelmişsiniz partiye kazandıracağınız bir minibüs için 22 bin lira para istiyorsunuz, helali hoş olsun, bizim de katkımız bulunsun" dedi. odasında parande atacaktım sevinçten. telefonu kaldırdı, muhasebeyi aradı, hesabımıza 22 bin lira aktardı. bunların hepsi 5 dakika sürdü. bir kere sorgulamadı, bir kere neden yapamayacağımızı söylemedi. üstüne bir de "aracı aldıktan sonra bana gönderin, bir de ses sistemi kurup güzelce giydireyim aracı" dedi. teşekkür edip kapıdan çıkarken "bu kataloglar bende kalabilir mi?" diye sordu. orada bıraktık katalogları.

    minibüsü aldıktan 1 ay sonra il başkanlığımızın da aynı minibüsü alacağını duyunca il başkanını aradım. "abi, minibüs alacakmışsınız, onun kaskosu vardır, trafik sigortası vardır, takometresi vardır bir sürü dert almayın bence" dedim, bir yandan da gülüyorum. "ben normalde almazdım, her şey senin yüzünden oldu" dedi.

    sonra öğrendik ki umut oran 81 ile aynı marka, aynı model minibüs alınması için ödenek ayırmış. her il için 50 bin lira. üstünü il başkanlıkları bulacak ve para sadece minibüs alımı için kullanılacak. eğer üstünü tamamlayamazlarsa ayrılan ödenek kullanılamayacak.

    yerel seçimler geldi. 12-0 yaptık. bir tane akp'li belediye bulamazsınız burada. çok çalışarak mı oldu, zaten insanlar oy verecekler miydi, doğru adayları mı gösterdik, yoksa bize kolay il mi çıktı sabaha kadar tartışırız. bana göre temelinde umut oran'ın gönderdiği 22 bin lira yatar. 22 bin lira bir para birimi değil çünkü, bir cesaretlendirme birimi benim için.

    genel başkan olur, olmaz bilmiyorum. burjuva mı, halk adamı mı karar verecek adam hiç değilim. umut oran hakkında tek bildiğim, bu partideki "neyi, neden yapamayacağınızı söylemeyen" nadir adamlardan biri olduğudur.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap