487 entry daha
  • bir dinozorun anıları olarak başlayacağım. serinin en eskileri(1-2) ile yenilerini(3-nv-4) kıyaslayayım.

    oyun mekanikleri açısından incelersek, fallout 1-2 bir yerde, 3 ve new vegas ayrı bir yerdedir. yani izometrik infinity oyun motorunda turn based combat yapmak sizin rpg oynuyor oluşunuzu asıl hissettiren şeydi. infinity engine fallout, baldur's gate ve planescape torment oyunlarında kullanılmıştır ki bu oyunlar rpg tarihinin efsanevi oyunlarıdır. daha sonrasında çıkan en taşaklı oyunlar, kotor, dragon age origins, mass effect vb. oyunlar bu oyunların önünde diz çöker tövbe ister, olmasaydın olmazdık diyebilirler ki demelidirler de.

    bu arada ciddi ciddi turn based ne demek bilmeyen olabilir, şöyle açıklamaya çalışayım; oyundaki karakterler hamlelerini sırayla yaparlar. sen yaparsın, birinci raider yapar, ikinci raider yapar, sonra sıra yine sana gelir (ölmediysen tabi eheh). hamleleriniz de action point miktarınız ile doğru orantılıdır. https://youtu.be/izv61x7kbz0?t=1393 buradan görülebilir işte. bu sistem ile oyun masaüstü frp kıvamında geçiyordu. hamlelerinizi düşüne düşüne yaptığınız bir oyun oluyordu, en hazetmediğim oyun türü olan taraya taraya gidilen, saniye başı kill aldığınız/öldürüldüğünüz sikko fpslere en uzak oyun türü bu sayılabilir işte.

    bu sistem yüzünden pek çok insanın saçları döküldü, kalan saçları da beyazladı amk. fallout 3 ve sonrasındaki fallout oyunlarında action pointin neredeyse varlığını unuttum,es kaza vats açarsak görüyoruz galiba. halbuki eskiden ay sonunu getirmeye çalışan memur gibi hesaplar yapardık amk, combat knife ı bir kere sallar, bir kere saplar, sonra da 1 kare geriye kaçarım derdik, tüfeğimiz jammed olunca ya da reload yapmak gerektiğinde küfrü basardık turn yalan oldu diye, an gelirdi gebermek üzereyken, kaçabilmek için haritadaki kareleri(altıgen) sayardık vs.

    rpglerde olabilecek en iyi sistem budur, rpgde siz sadece oyundaki karakterin hareketini seçersiniz, o karakter de oyundaki özellikleri doğrultusunda bu hareketi gerçekleştirmeye çalışır. oyuncuya falloutlardaki gibi turn based olduğu hissettirilebilir, yani sen ve düşmanların sırayla hamlelerini yapabilir - ya da kotor, planescape torment vb. vb. oyunlardaki gibi karakterler savaşırken aslında hareketleri belli bir sisteme göre real time olarak gerçekleştirirker (ör: saniyede yapabileceği saldırı miktarı aka: attack speed bellidir, siz bırakırsınız karakteri o tıkır tıkır savaşır mesela, ama sizin karakteriniz kılıcını iki kere savururken aynı süre içinde düşmanınız üç kere savrurabilir, bu esnada uzaktaki bir düşman okçusu bir kere ok atabilir vs.. her turn karar vermenize gerek yoktur, hamle değişmediği sürece yani siz karakterinize healing potion iç demezseniz mesela kılıçlar eş zamanlı savrulmaya devam edecektir).

    bu mantıkla, rpg ile diğer türleri ayırabiliriz. mesela diablo 2 de düşman yaratıklara max hızda vurayım diye mouse kıran birisi rpg oynuyorum diyemez, hack n slash oynuyorum demelidir, (bkz: leş). ya da fallout 4 oynayan birisi elindeki sniper tüfeği ile düşmanına zoom yapıp ateş ediyorsa fps oynamaktadır. rpg oynasaydı; düşmana sniperla ateş etmeyi seçerdi-mesela o düşman sana 100 mt mesafede, bir ağacın arkasına saklanmış-sadece eli, kolu ve götü açıkta, sistem derdi ki senin bunu vurma ihtimalin yüzde 45, göte nişan alırsan yüzde 35, vurursun ya da vuramazsın. ben bu oyunda imleci, karakterimin yeteneği ile değil de kendi elimin marifetiyle düşmanın açıkta kalan götüne getirip tetiğe bastığımda mermiyi göte yüzde yüz ihtimalle sapladığım için fallout 3, new vegas ve fallout 4 fpsdir, daha doğrusu ör:deus ex gibi fps-rpg kırmalarındandır. fpsye bok attığım düşünülmesin, sadece sistemin farklılaştığını anlatmaya çalışıyorum. action point denen şey ise, düşman burnunuzun dibine girdiğinde vats açıp, düşman size saldırmadan önce ekstra saldırı yapmanıza hatta hasar almadan combatı bitirmenize, ya da merminiz azsa sürekli kafaya kafaya nişan alıp az zamanda çok ve büyük damagelar vermeye çalışmanıza yarayan bir fonksiyondur, rezillikten öte bir şey değildir artık, iyi sayılabilecek bir fps oyuncusunun ihtiyacının olacağını sanmıyorum.

    değişimin artıları ve eksileri vardır elbet. burada oyun türü kıyaslamak ne kadar doğru bilemem ama insanların aldığı his kıyaslanabilir. mesela swat serisi de izometrik iken swat 3 fps olmuştu, ama swata zaten rpg denemeyeceği için, swat bir derinlik içermediği için pek sorun yarattığını düşünmüyorum. falloutta ise seninle beraber companionları da izometrik ekranda yönetmenin, teker teker düşmanlara focus yapmanın ya da combat öncesi sulik kapı önünde beklesin, vic duvar dibinde shotgunla takılsın, marcus dursun chosen one vursun vb. taktikler yapmanın hazzı başkaydı. tek karakter olduğunuzda bile haritadaki düşmanları görüp combat planlayabiliyordunuz, bir ateş eder combatı başlatırım, sonra ilk gelen iki tanesini alamazsam buradan kaçarım vb. , yeni falloutlarda mesela arkanızı göremiyorsunuz ya, orada görebiliyorsunuz. dota, lol vb. mobaları düşünün, bir gün bir firma çıkıyor ve fps dota yaptım diyor. istediği kadar aynı herolar, aynı itemlar, aynı speller vb. olsun, iki oyun farklı olacaktır. inanılmaz bir görsellik, eccayip bir realite falan eklenmiş olduğunu düşünebilirsiniz ama bir şeyler kaybolacaktır. mesela "finger of death" atan bir lion, parmağının ucundan çıkan büyü düşmanın ağzında patladığında inanılmaz bir keyif alacaktır ama harita hakimiyeti diye bir şeye sahip olamaz, ward-deward olayını yapamaz. bir yere giderken sürekli arkasına bakmadığı sürece arkasından kovalayan mı var göremez, yanındakilerin hitpointini takip edip zamanında mekanism basamaz vb.

    bu değişim de grafik kalitesinin artışı, oyuncuların çok grafikli-pek grafikli-hep grafikli oyunlara yönelmesi, makinelerin bol aksiyonlu olayları kaldırabilmesi ile kaçınılmaz hale geldi diyebiliriz. yani ör: wasteland 2 de olduğu gibi, sınırlı bir kitleye hitap etmektense fpsye dönderdiler oyunu. neticede artık counter oynanırken, makineler yarrak gibi olduğundan parası neyse verilip dedicated server kurulmuyor sanırım internet cafelerde. mesela fallout 3de megaton şehrindeki atom bombasının patlamasını tenpenny towerdan canlı canlı izleyebiliyorsunuz, eskiden olsaydı bunun için en fazla bir cinematic eklenirdi. mesela fallout 4ün başında vaulttan çıkışımızı canlı canlı yaşamaz, https://youtu.be/8n2g5tf7g2i?t=65 gibi bir şey görürdük.

    asıl sorun burada başlıyor, text bazlı, az grafikli oyular programcıya çok daha büyük özgürlük verirken yeni oyunlarda daha lineer, daha az seçenekli oluyor işler, daha sınırlı diyalog ve hareket imkanı oluyor. mesela bu sebepledir ki fallout 4teki sadece 4 seçenekli (soru sor-evet-hayır-şebeklik yap; sarkastik pezevenk seni) diyalog ekranı eski falloutçuların kanını dondurmakta. kasmışlar, her diyalog için ses kaydetmişler, eyvallah, konuşurken senin adam konuşuyor, karşıdakinin sesini duyuyoruz iyi hoş falan da ee, diyaloglar yarrak gibi olmuş diyince de "oldfagler beğenmedi" oluyoruz amk. ne diyem mahmut mu diyem?

    eski falloutlar, etkileşim temelli karşılaştırıldığında rpg değil de simülasyon gibi kalıyor neredeyse yenilerinin yanında. şu örneği vereyim, benim için falloutun eskileri ile yenilerini ayıran olay aslında 3 boyut falan değildir, fallout 3te, brotherhood ile beraber ilk defa gördüğümüz bir super mutant behemotha karşı savaşırken, yerden fatboy alıp behemotha mini nuke atıp öldürdükten sonra, deneme maksadiyle bos paladinlerinin liderine de sıktıydım bir tane mini nuke. karı yamuldu, 20 metre uçtu, sonra yanıma gelip behemotha karşı savaşta yardımlarına koştuğum için teşekkür etti. ben o gece çok kabus gördüm dostlar, bu saçmalığı kaldıramadım, dönüp durdum hep. rüyada fallout 2deyim, mini nuke falan da değil sikko 10mm tabancadan çıkan mermim düşmanla melee kapışan sulik'e değdi diye adam dellendi, bana saldırdı. ya da arroyo halkına ibnelik yaptım, genci yaşlısıyla bütün köyüm bana daldı falan. sonra gözlerimi bir açtım, yeni fallout oyunlarındayım gene, npclerin main questte rolü varsa ölmedikleri o garip dünyadayım. unconscious oluyor, biraz uzanıp kalkıyorlar piçler.

    companiona bir ton eşya yüklenebiliyor, köpek sırtında 150 lbs eşyayla önden fırlayabiliyor. ha bir de ölmüyor bu orospu çocukları fallout 4te anladığım kadarıyla. new vegasta en azından hardcore modundayken ölebiliyordu elemanlar. sonra vay efendim o kadar companion seçeneği varken niye yalnız geziyorsun? yalnız gezeceğim tabi amk. dogmeatten tiksindirdiniz yeminle.

    rpg öğelerinin azalmasına bir örnek de special denen statların oyuna etkisinin epey azalması. hani mouse imlecini düşmanın üzerine getirip ateş ettiğimde stat, perk, action point vs demeden düşmanı vurabiliyorum dediydim ya, esas sıkıntı combat dışı statlarda ortaya çıkıyor. yani ör: charismanız ne kadar yüksekse o kadar çok companionla beraber party kurabiliyordunuz. -mantıklı?- evet. fallout new vegasta falan limitliydi, 1 tane insan 1 tane robot companion falandı sanırım limit. -neden? -zaa xd. yahut lockpick denemeleri var ya, eskiden bunlar da yüzde ihtimaline göre hesaplıydı, yapardın veya yapamazdın. şimdi elimizde firketelerle mini oyun oynuyoruz ekranda, diyelim ki cidden benim -oyundaki karakter değil, bilgisayar başındaki benim- elimin ayarı yok, bildiğin yeteneksizim, oyundaki karakterim tam bir çilingir, scourage of locked doors gibi bir şey olsa bile firketeleri bitirip sik gibi kalabilirim. tek fark- çok zor kilitler karşısında karakterimiz "yok abi ben bunu açamam, uğraşma" diyor.

    ya da karakterin ne kadar zekiyse o kadar çok diyalog seçeneği çıkıyordu ki falloutu fallout yapan,rpgyi rpg yapan şey belki de budur, diyaloglar. göndermeler (enclave üssünde iken presidentten bahsedildiğinde -ben ona oy vermedim- denmesi gibi), kara mizah vb. . https://youtu.be/6pqme7fydq4?t=45. zekası düşük karakter bir sikim anlamadan ugh mugh diyerek konuşuyordu, eski oyunlarda oyunu baştan sona mongol olarak oynuyordunuz, yeni falloutlarda da sadece birkaç yerde olsa da vardı bu http://staticdelivery.nexusmods.com/…1340038852.jpg gibi, ta ki fallout 4teki diyalog kepazeliğine kadar. yani güzelim seri gittikçe rpgden uzaklaşıyor diye bas bas bağıranlar gayet haklılar. hiç int 1 ile int 10 olan aynı konuşur mu amk? https://www.youtube.com/watch?v=slvei5tt8sm geri zekalı kadın karakter ile abazan ergen myron un diyaloğu. böyle absürt diyaloglar kaç oyunda olabilir? not: myron dediğim bu piç, jet dediğiniz uyuşturucunun mucidi olan dahi bebedir.

    bi de skilleri niye kaldırdınız amk, aptal gamerlar rakam görünce korkuyor dimi amk? la ne güzel first aid skilli vardı. yaralı parmağa işeyerek iyileştirmek istiyorum ben zaten stimpackim de yok diyorsanız örneğin, kendinize uygulayacağınız basit temel ilkyardım olarak kullandığınız skildi, başarısız olabiliyordunuz mesela, heal falan olmuyordu öyle olunca. önce sadece medicine skiline çevrildi, daha doğrusu basitleştirmek amacıyla doctor skilliyle birleştirildi stimpacklerin heal miktarını falan skill pointine göre arttıran, sonra o skill de kalktı, 4 levellı bir perk olarak alınıyor şimdi, stimpack heali sabit olarak yüzde 30dan 40a çıkıyor vs.

    fallout 4te minecraft gibi oyunlardan esinlenerek eklendiğini düşündüğüm bir şeyler inşa etme fikri ise bence boku çıkarılmadığı müddetçe kötü değil. garip bir dünyada hayatta kalmaya çalışan birisiniz, bir grup gariban buluyorsunuz, onlar da saldırıya falan uğramış, kurtarıyorsunuz, sığınılabilecek güvenli yer diye artık hayalet kasaba haline gelmiş olan eski kasabanıza -sanctuary- geliyorsunuz. insan bu durumda gezdiği her yerde her şeyi araştırır, işime yarar mı diye bakar. bok püsür toplayıp yok şişkebab diye yanan kılıç, yok nuka kola el bombası vs. sikten yaraktan silah yapmaktansa(o silahların tümünün amına koyayım), ya da 5-10 caps kazanmak için wastelandda 50 kilo junk item taşıyarak gezmektense, "aha ben bunun içindeki vidaları alırım, şu alüminyuma şekil verip vidalarla sabitler sonra da silaha tutkalla tuttururum, namluyu şekil yaparım" vs. vs. diye weapon mod kasmak mantıklı geliyor. mcgyyver gibi etrafta işimize yarayabilecek itemları toplama olayı var yani artık, bu tarafını sevdim. eskiden "ne sikime yarayacak bu, götüme mi sokacağım amk" dediğin şeyleri fallout 4te alıyorsun, kah patlayıcı yapımında kimyasal madde yapıyorsun, kah bulduğun bir cihazın içindeki elektronik devreleri söküp bunlardan yararlanarak settlementa turret yapıyorsun vs. bu yüzden etraftaki işe yarayabilecek eşyaları karıştırmanın bir anlamı var, hayatta kalmak, hayatta daha iyi kalmak için bu eşyalara ihtiyacın var artık.

    ha sen dünyadaki bütün itemları toplayıp, bin tane settlement yapıp hepsini de insanlarla, eşyalarla fullemek, minecraftta amatörü eğlendirecek şeyleri yapmak istiyorsan durum biraz vahim diyebilirim. fallout oynayıp ucundan da olsa rpg yapacağına böyle ibişlikler yapmanın manası nedir, bayırdırlık ve iskan bakanlığı mısın sen pezevenk? kasabada boş on tane ev varken kendine ev dikmeye çalışmanın manası nedir? millet mülteci olarak benzinlikten bozma yerleşkene gelmişken duvara resim asmanın, daha az cloth harcamak için milleti karyolada değil uyku tulumunda yatırırken yere iran halısı atmanın zevki nedir amk? la gökten rpg yağarken senin kafana sims mi düştü amk?

    bu arada fallout 4te niye hala otomobil yok amk. fallout 2de bir şekilde çalıştırıp yollarda akıyorduk, bu oyunda adam terk edilmiş evlerde bulduğu parçalarla sanayi tipi jeneratör, lazer turret, su arıtma makinesi falan yapabiliyorsa saatte 10 km hızla da olsa ilerleyebilen bir araba, yoldaki sayısız bozuk arabadan birini tamiri geçtim hadi; ford t modelini falan yapabilir amk. ben olsam yapardım yani, ayağımı yerden kesse yeter, burnuna bir de taramalı lazer takarım. new vegasta ghoulleri uzay gemisine bindirip göğe yollamış adamız amk, elin oğlu synth üretiyor, biz bunu mu yapamayacağız, yollarda yatan sayısız arabadan birini de mi tamir edemeyeceğiz. (bkz: 2287 oldu uçan arabalar nerede orospu çocukları). hadi ben yapamadım brotherhood yapsın amk.

    bir de aklıma şu geldi, fallout un ilk oyununda susuzluktan gerebiyorduk ya hani. son oyunda su arıtıcı cihaz yapmak dünyanın en kolay işi amk, bunu o zaman düşünememişler mi cidden? onun için mi su tüccarı diye bir şey vardı, keriz gibi gidip vaultumuza caravan caravan su göndertiyorduk yani. bu da kafamdaki garip sorulardan biri. tutarlı olunsa ya biraz.

    lan new vegasta ne de güzel eklemiş olduğunuz susama, acıkma olayı(hardcore neden eklenmedi bir de? niye karakterim püskevit diye ağlamıyor amk. yine hayvan gibi susayıp boklu heladan su içmek istiyorum ağzımın kenarından radyasyon damlasın istiyorum. hayvani uzunlukta quest yaparken yorulunca uykusuzluktan elim ayağım tiresin istiyorum. bebe işi yapıldı iyice oyun.

    neyse, requiem for a post nuclear role playing game'i geçersek;

    fallout 4ün başlangıcı çok güzel. savaş öncesi sıradan hayatı ve götümüzün dibinde nuke patlayışını izlemek hoştu. sonrasında da direkt insanların içine düşmeyişimiz hoşuma gitti. yani hayalet kasaba, bir süre sadece yıkık binalar görmek gayet güzel. tek başınalığı hissettim.

    onun dışında fiks rpg işleyişi var, karşımıza çıkan yaratıkla tırttan en güçlüye doğru gidiyor. fallout oyunları için bu karınca, roach vb. sonrasında akrep, fare, raider, ghoul, mutant, robot vs.. deathclaw falan diye gidiyor.

    bu oyunda en çok eleştirilen şey karşımıza birden power armor çıkması, sonra da minigunla deathclaw öldürmemiz. fusion core ile çalışması yüzünden sürekli giyemiyor olmamız ile çok anormal bir durum olmamış bence. yani sonra power armoru çıkarmadan taraya taraya gidip oyunu bitiremiyoruz. sağdan soldan fusion core çıkıyor, power armor kullanmak isteyen bir nebze fusion core'suzluk çekmiyor anladığım kadarıyla, ben normal zorlukta şu ana kadar kullanma ihtiyacı hissetmedim, bir core sizi ne kadar götürür bilmiyorum. sniper karakter yerine melee karakterim olsaydı gerekebilirdi ama. bir de eski oyunlarda power armor giymeden önce training gerekirdi, brotherhood gelir öğretirdi sana. şimdi oyundaki erkek karakter eski bir ordu mensubu olduğundan bu eğitimi zaten aldığını kabul ediyorum ama hatun karakter hukuk okudu diye geçiyor. bu karı power armoru nasıl kullanıyor onu anlamadım. evde bile her işi mr. handy yapıyor zaten, hamur aç desen açamayacak avukat hatun gidip cart diye armor giyiyorsa saçma. minigunla molerat öldürmek de saçma olduğundan techizatı alıp sanctuarydeki eski evime koydum. önemli bir düşmanla -zor değil, önemli- karşılaşacağım zaman "seni bugün içmek nasipmiş amına koyayım" diyen idris kaptan gibi çıkaracağım.

    çekmece,dolap karıştırırken itemların gözükmesi hoş olmuş. bir de itemların hasar görmesinin kalkması hoşuma gitti. lan amına kodumun tabancası ikiyüz senedir sağlam, nükleer savaş falan atlatmış. sen beş on ateş edince eskiyor. hassiktir oradan. craft olayında ise saçma olan şey şu, mesela tüfeğin birinden dürbünü söküp diğerine takamıyorsunuz. ne alaka la? ama tüfeği scrap ederseniz çelik, vida falan veriyor. la bana dürbünü lazım amk. yine de repairın kalkması iyi işte.

    ana quest biraz zayıf. oyunun başı için söylüyorum, iki yüz yıl uyumuşuz, bebek kaçırılıyor. belki bebek kaçırılalı 150 sene, öleli 100 sene oldu. bizi motive eden tek şey jet bağımlısı faldan anlayan tinerci teyzenin "çocuğun hayatta" demesi. atom çağında bu kafası dumanlı keş karının sözünü mü dinleyeceğim la. o yüzden şu anda water chip ya da geck arayan bir karakterin motivasyonuna kesinlikle sahip değilim. new vegasta da böyleydi. daha özgürce geziyorum wastelandda. bu yüzden sağda solda settler görünce yardımına koşuyorum, yoksa "lan vaulttakiler yarrağı yiyecek, çip bulmam lazım önce" derdim çoğu olayda.

    radyasyon fırtınası gibi bir şey çıkıyor arada, arazide yakalanınca paçalardan radyasyon akıyor. yağmur yağıyo güneş açıyor vs. weather olayları fena değil.

    skiller kalktı diye kızıyorum ama bazı yerlerde çok da kötü değil. örneğin silaha belli bir modifikasyon yapmak için yine de gun nut 2 - science 1 lazım falan diyor. yani önüne gelen istediği her şeyi yapamıyor skill yok diye. gönül ister bunun gibi instant success olmayan birkaç şeyde daha skill kullanılması, success için yüzde hesabı olması. sneak, medicine, lockpick, speech check vb. gibi. oyunu rpgden uzaklaştırdıkça böyle oluyor işte, kontrol karakterden çok oyuncuya kayıyor.

    şu anda gayet zevk alarak, serinin her oyununda olduğu gibi ağzımın suları aka aka oynuyorum. eskiye özlem falan tabi ki var ama fallout bu boru mu amk. o yüzden gözümüz grafikleri görmüyor, çeşitli saçmalıkları, bugları sineye çekebiliyoruz. yirmibeş saat falan oldu, ağır ağır sindire sindire geziyorum bostonda.

    en büyük endişem, bu lavukların town kurma, yok efendim ev dikme vb. saçmalıkları sonrası fallout online üretmesi, milletin minecraft oynar gibi fallout oynaması, ben evi böyle diktim hacı, bak odaya elektrik bağladım lamba yanıyor amk diye ortalıkta gezinmesi, internetin tutoriallarla dolup taşması. online oyunda ölme de olmaz, en yakın şehirde tekrar spawn falan oluruz mesela. sonra obez kirpi neden minigun alıp bethesdayı bastı amk.

    ---

    biraz bodos yazdım kusura bakmayın, oynadıkça editlerim burayı daha, yanlış ya da eksik şeyler varsa mesaj atabilirsiniz.

    edit:
    minor fix - fark edilen devrik cümleler düzeltildi, typolar giderildi.
    gelen mesajlardan sonra baktım ki silah modifikasyonu sonrası mesela long scope takarsak onun yerindeki eski parça envantere düşüyor. ama power armordaki gibi kasa harici parçaları (kol, kafa vb. gibi) ayrıca söküp takamıyoruz. yani; diyelim ki yerden iki rifle aldım. birinde medium scope var, diğerinde long scope. ama medium scope olanın özellikleri benim istediğime daha yakın. o zaman ne yapacağım-ötekisindeki long scopeu söküp beğendiğim tüfeğe monte edeceğim,şahane bir tüfengim olacak. bunu yapabilmem için ise önce long scopeun yerine standart parça takmam lazım. sonra boştaki long scope u medium scope yerine takacağım. çok mantıklı değil.
    fast travel yaparsak fusion core azalmıyor, saçmalık.
    bir de not: debeye girmek için uzun entry kasmışsın diye yazan denyo arkadaşlar, varsa şekliniz (bkz: fallout dünyası) başlığına bekleriz. debe denen hede birkaç yıldır var sözlükte, ben de birkaç yıldır pek sözlüğe vakit ayırıp da uzun entry yazmıyorum, nadiren bir şeyler yazan çok nadiren gaza gelip uzun bir şeyler yazan, debe okumayan bir yazarım amk. debenin icadı öncesi eski entrylerimde rastgele gezinip scroll down yapmaya üşenmezseniz ortalama entry uzunluğumu da inceleyebilirsiniz, hey gidi günler.
    skillerin kalkması için zaten ör. 51-74 arası skill puanı fark yaratmıyor denmiş. fallout 3 öncesi eski oyunlarda bu fark ediyordu diye biliyorum, onu kastettim.
    sydchodelic nickli arkadaşımın oyun yorumunu da ekleyeyim, "bir oyun olarak iyi, bir fallout oyunu olarak kötü".
    o minecrafttaki eğlenceli ekşınlara http://imic.co/image/sbhp gibi bir örnek verilebilir. bunun da bu dünyada sizce yeri var mıdır la? new vegas gibi etrafı duvarlarla çevrili, robotlarca korunan bir yerde istediğin kadar ışık yak, japon kerhanesi gibi yakıp söndür. wastelandın göbeğinde bunu yaptın, bloatflyından mutantına bilimum varlık ışığa gelip götünü sikmez mi, raiderlar gelip settlementını başına yıkmaz mı? oyunda smokin var diye smokin giyip gezen çocukları eğlendiriyor bethesta yeminle.
    bir de level scaling var, en eski oyunlarda olmayan bir şey. bunu da şöyle anlatayım, haritanın bir yerinde siz gelince karşınıza çıkması için düşman ayarlanır. siz mesela o yoldan level 3 iken geçtiğinizde karşınıza mole rat çıkacak iken level 10 iken gittiğinizde karşınıza mr. gutsy çıkar. yani oyun sizi o yolda gidecekseniz zorlamaya yeminlidir, siz bunu değiştiremezsiniz. inat edip kasarsanız level beş yüze kadar, oyun da inat eder o yola isterse on tane legendary deathclaw koyar. rpglerde level atlayıp, güçlendikten sonra düşmanları yenmek olayı vardır. yani oyuna başladığınız level 1 karakter ile gidip bossu kesemezsiniz, oyun sizi onu kesecek seviyeye getirene kadar besler, büyütür. rocky 3ü hatırlayın, adamımız çılgınca dayak yiyordu, bir kamyon dayak yiyip akıllanıyor aylarca çalışıyor vs. en sonunda rövanşta çok zor da olsa mr.t yi yenebiliyordu. level scaling denen hede ekseriyetle oyunu yapan abiler tembel ve yavşaksa ortaya çıkan bir şeydir. yani adam büyük bir harita yapmak istiyor ama haritanın sağındaki solundaki düşmanları teker teker eliyle yerleştirmek istemiyor, üşeniyor. o zaman devreye level scaling giriyor, karakter buraya gelince karşısına attırıver leveline uygun bişeyler diye kodlanıyor. sizin levele göre düşmanlar çıkıyor, sandıklardan level göre loot geliyor. levelscaling koymak istenmiyorsa yüzlerce binlerce encounter için nakkaş gibi uğraşmak gerekiyor ki var bununla uğraşan güzel insanlar. "amaan, level scaling e bağlı encounter attırırız" diyen adamla "şuraya üç tane radroach koyayım, level 1ken gelirse zorlansın ama daha sonra gelirse iki saniyede hallediversin, zaten level yüksekse buraya koymuş olduğum loot adamın çay parasını çıkarmaz, uğraşmasın. şu alana ise bir yao guai koyayım ki level 15 olmadan buraya yaklaşamasın bile." diyen adamın farkı ne yazık ki peşin satanla veresiye satan gibidir. önceden ayarlanmış enemy-loot sisteminin de eksileri var ama şu iki rezilliği anlatayım. oblivion oyununda(bethesta gene) oyunun başlarında tırt köyler kasabalar arası geziniyorsunuz, karşınıza iki tane bandit çıkıyor mesela. zorlu bir combat oluyor ama öldürüyorsunuz bunları. sonra bu karakteriniz level bin oluyor, itemın, skillin bini bir para yani, haritada gezerken gene o köy yoluna giriyorsunuz, karşınıza gene iki tane bandit çıkıyor. gene zorlu bir combat oluyor, çünkü bu pezevenk banditin üzerinde glass armor falan var. o glass armoru satsa, içindekilerle beraber o yolunu kestiğin köy gibi on tane köy alır bu orospu çocuğu. sizin leveliniz arttığı için oyun da banditin itemları şişirmiş, buna da şükür, köy yolunda sizi bir ejderha da bekleyebilirdi. ya da rastgele mağaraya giriyorsunuz, o da nesi, mağarada bir büyücü var anasını sikeyim sanırsın saruman. ne işin var senin o mağarada amk. dragon age originste de, ilk levellarda kestiğiniz yaratık var hurlock diye, aradan bir sürü level geçiyor, gene aynı yaratık çıkıyor karşınıza. ama sistem yaratığı şişirmiş, mesela bir hitpointi var abooo, oyundaki en iyi silahlar var elinizde, oyun başında en sikko kılıçla yaptığınız dövüşten daha çok zorlanıyorsunuz . oyunun başından sonuna kadar amına kodumun hurlocklarıyla kapışıyorsunuz, sizinle beraber güçlenmeleri artık kanser etmeye başlıyor. level scaling bu yüzden sikim gibi bir şeydir diyorum, sandbox yapacağız derken sikiyorlar oyunu böyle amk. generated düşmanlar ve loot olunca işin içinde, el emeği değil de fabrikasyon bir şey olduğunu çok hissediyorsunuz.
490 entry daha
hesabın var mı? giriş yap