4 entry daha
  • film yüce insan george bernard shaw'a ait "some people see things as they are and ask why, some other people dream things that never were and ask why not?" sözüyle başlıyor. bir filme konu olabilecek en güzel sözlerden biri ama filmin gidişatına bakınca zaten yeterince dolu ve derin olan bu söz biraz havada kalmış.

    --- spoiler ---

    filmin genelinde hiç kötü hissiyat yok, dünya hali değil de dünyaüstü bir gezegenin insanları herkes sanki. aile çok mutlu, anne figürü çok net, babanın bir kez sinirlendiğini görüyoruz ki hemen ardında görülmeyecek düzeyde pişmanlık ve af dileme var, keza boşanmış eşlerin birbirlerine olan sevgi dolu tavırları... kısaca bu filmde kötü tek bir duygu kırıntısı dahi yok. mutsuzluk kesinlikle yer almayan bir kavram. herkesin o kadar aşk dolu ve üst seviye olması iki kardeşin bağını daha da gerekenleştirme adına bir gösterim olabilir zira asla başka bir dünyaya ve o dünyanın insanlarına özlem duymayacak mutlulukta bir hayat gösterilmeye çalışılmış, film boyunca yalnızca bu sade hayatları izliyoruz. boş akvaryumda iki balık gibiler, sudan çıktılar mı çırpınmalarına şahit olunuyor hafifçe, ondan da başka bir probleme ihtiyaç duyulmamış. özetle, daha çok ensestin creepyliğini yok etme adına yapılmış bir ütopiklik izliyoruz ve bir bakıma da başarılı oluyorlar.

    geçenlerde ensest ilişkide yabancı iki kardeşin röportajını okudum. üç aşağı beş yukarı bu tutkuda bir öykü. intiharı denemiş kardeşlerden biri, diğeri depresyon sürecinden geçmiş, sonunda ülke değiştirmişler kendilerini evli olarak tanıtmışlar hatta çocuk yapmışlar. böyle anlatınca insana ürkütücü geliyor değil mi lakin bu filmde bu tarz bir rahatsızlık duymuyorsunuz bunun nedeni de yalnızca pürüzsüz ve derinliksiz bir romantizm yaratılmaya çalışılması. bu sebeple de ensest tema filmde haliyle yalnızca bir etiket olarak kalıyor.

    --- spoiler ---

    hiç enseste girmeden yer yer aşinalık yakalayabileceğiniz bir öykü arayanlar:
    (bkz: 10.000 km)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap