3 entry daha
  • kırklar dergisinin 2004 mart-nisan sayısında yer alan bir başka şiirini aktarıyorum:

    uzak ilahi

    bir şey var: bir rüya bir görüyor
    bir şey: eksile eksile ve birdenbire
    içimde inleyen yaralı bir köpekmiş meğer
    ben onu yıllarca, bulamadım şimdi neye benzettiğimi

    bu steril, bu karanlık sokakta, bu kıyamette
    kim kimi vurur, kim ölür kim kalır, kim artar bu savaştan
    şövalye, mimarlar, papazlar, şarap mahzenleri, poker
    bu steril kaldırımda a benim kara kuzum, bu sevişmesiz saatte

    kabul, herkes kendi içinde kıvrılsın, kendine sorsun soruları
    kabul, mesela yere düşen bir çocuğun alınmasın intikamı
    yaşayalım: yaşadıkça diyelim ki bu birinin öyküsüdür
    korkusundan kimseye anlatmaz gene de bilinmelidir

    sarı toprak, sessiz yortu, kimine sıcak yatak belki bir ıslık
    şeytan kovan ayini, kesilen horoz, atlanılan kül, dökülen kurşun
    yani ki derinden derine öyle olmadığına inanmak
    neye sayarsanız sayın bilinmez bir köşede kimin kime ne ettiği

    ben, kalıpları, imgeleri, dizeleri tekrarlayan biriyim
    bilemezsiniz, hem yeşil gözlü hem şaşkın hem epeyce iriyim
    sıkılırım bazen, avucumun terlemesinden bilirim sıkıldığımı
    ölürüm genellikle: hepizniz ölürsünüz, bunu bir tek ben itiraf ederim

    "uzak ilahi" koydum şiirimin adını, okuyan anlasın istedim
    "kar yağıyor" da olabilirdi örneğin, bu da anlatırdı olan biteni
    kızımın buğdayı, iyilerin duası, devrimci bıyığı ve falan ve filan
    ayağa kalktım, su içtim, parmaklarımı kütlettim ve bitti.
451 entry daha
hesabın var mı? giriş yap