18 entry daha
  • 1952 yilinda saceur general matthew ridgway nato'nun dogu frontierini ziyaret ederken 3. ordu komutanligini teftis icin erzurum'a gitmis. bolgenin tarihini dinlerken 1878 osmanli rus savasi sirasinda koylulerin saldirarak aziziye tabyasini almasi nosyonu oldukca ilgisini cekmis. hele ki 20 yasinda bir genc kizin uc aylik kizi ile ondan biraz buyuk oglunu eve birakarak satirla tufekle ruslardan intikam almaya gitmesi hikayesi, ruslara karsi avrupa'yi savunmakla gorevli amerikali generalin oldukca hosuna gitmis.

    "keske" demis "hikayesini kendisinden dinleyebilseydik".

    "dinlersiniz komutanim" demisler. "nene hatun hala hayatta."

    matthew ridgway teftisi tanki topu birakarak aziziye'ye gitmis. nene hatun'un evine bir generaller ordusu olarak girmisler. o sirada 95 yasinda olan nene hatun amerikan pasa'sini elden geldigince kendisi agirlamis. gelinlerin yardimiyla cay ikram etmis. general kadinin kahramanlik hikayesini, elinde satiriyla baygin bulunusunu dinleyerek duygulanmis ve sakayla karisik turk kurmay heyetine donup nene'ye sormalarini istemis:

    "sorsaniza tekrar bir rus savasi cikarsa nene baltasiyla bize tekrar katilir mi?"

    95'lik nene hatun da generale bakip ciddiyetle :

    "tabii ki gelirim, o vakit evde oturacak halim yok ya" demis.

    denetlemeden donusu sonrasinda derler ki matthew ridgway'in olasi bir rus genel taarruzu halinde en emin oldugu cephesi kafkas - turk cephesiymis.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap